Kırâatler konusunda icmâ olgusunun önemli bir yeri vardır. Sahih kıraatlerin tespit ve tedvin faaliyetlerinin yoğun tartışmalar eşliğinde icra edildiği ilk dönemlere ait tefsir kaynaklarında bu olguya önem atfedildiği görülmektedir. Bu eserlerde icmâın konusu olarak üç husus dikkati çekmektedir Bunlardan birincisi “üzerinde icmâ bulunan mushaf” olup kaynaklarda “el-mushafu’l-mücme‘u aleyh” tabiriyle işaret edilmektedir. İkincisi “üzerinde icmâ bulunan kırâat”tir ve kaynaklarda “el-kırâatü’l-mücme‘u aleyha” tabiriyle ifade edilmektedir. Üçüncüsü ise “üzerinde icmâ bulunan kırâat imamları” olup “el-kurrâu’l-mücme‘u aleyhim” tabiriyle dile getirilmektedir. Kırâatlerin tarihi seyri göz önünde bulundurulduğunda kırâat ilminin gelişim sürecine etki eden iki icmâın varlığından söz edilebilir. Bunlardan birincisi Kur’ân’ın istinsah edilerek değişik merkezlere gönderilmesi ve farklılık arz eden sahabe mushaflarının devre dışı bırakılması ameliyesiyle mushaf birliğinin sağlanmasıdır ki bu icmâ marifetiyle, istinsah edilen mushaflara uygun olmayan kırâatlere tabi olmama yönünde bir mutabakat sağlanmıştır. İkinci icmâ ise sadece meşhur kırâat imamlarına mal olan kırâatlerle Kur’ân’ın okunabileceği hakkında olup bununla da ancak Müslümanların teveccühüne mazhar olamadığı için şöhret kazanmamış olan kırâatler gelenek içerisinde tasfiye edilmiştir. Hicri ilk üç asırlık süreç içerisinde ayıklanarak ve süzülerek gelişim gösteren kırâat deneyimi Müslümanların takip ettiği bir kırâat sünneti/geleneği oluşturmuştur. Kanaatimizce kırâat kitaplarında yer alan “kırâat tabi olunan/olunması gereken bir sünnettir” şeklindeki klişe ifadelerle anlatılmak istenen de bu sünnete/geleneğe riayet edilmesidir. Nitekim kaynaklarda sünnete tabi olma vurgusunun yapıldığı yerlerin çoğunluğunda aynı zamanda icmâın mevzu bahis edildiği görülmektedir. Netice itibariyle icmâın kırâat değerlendirmelerinde önemli bir kriter olduğunu söyleyebiliriz. Kaynaklarda yer alan bazı örneklerden hareketle icmâın bir tercih kriteri gibi değerlendirildiği söylenebilirse de icmâdan yana tavır almak bir zorunluluk olarak görüldüğünden, esasında icmâın sahîh kırâatler için bir tespit kriteri hüviyetinde olduğunu söyleyebiliriz.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|