Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 1
 Görüntüleme 1.029
 İndirme 7
 Sesli Dinleme 2
Tasavvufta Mürid-Mürşid İlişkileri Bağlamında Hızır Kıssası
2018
Dergi:  
II. Uluslararası Multidisipliner Çalışmaları Kongresi
Yazar:  
Özet:

Tasavvufî eğitim âdâb üzerine kurulmuştur. “Tasavvuf tümüyle edepten ibarettir.” sözü tasavvufî eğitimin esas itibariyle kulun kendisi, diğer insanlar ve Rabbi ile olan ilişkilerinde uygulaması gereken edeplerin tatbikinden müteşekkil olduğuna işaret eder. Tasavvuf yoluna giren müridin ilk vazifesi bu edepleri öğrenmek ve hayata aktarmaktır. Tasavvuf, özü itibariyle “kâl”e yani teoriye odaklı değil, bunun ötesinde “hâl”i yani doğrudan yaşantıyı ilgilendiren bir ilimdir. Dolayısıyla mürid âdâb ve erkânı kitaplardan ziyade bizzat tasavvufî hayatı kendi yaşantısında somutlaştırma fonksiyonuna sahip olan mürşidden alacaktır. Tıpkı Hz. Peygamber ile ashabı arasındaki ilişkide olduğu gibi mürşid de müride genel anlamda İslâm’ın ve özelde ise tasavvufun esaslarını öğretmekle vazifelidir. Mürşid, her an yanında bulunan müridlerine, bir taraftan bu esasları anlatırken diğer taraftan da hali ile bizzat uygulamalı olarak bunların hayata nasıl aktarılabileceğini göstermektedir. Bunun yanında mürşid, Allah’ın sâlih kullarına bahşettiği özel ilim (ilm-i ledün) ile müridlerine yol göstermekte, dış görünüş itibariyle farklı yorumlanabilecek pekçok hadisenin iç yüzünü açıklamaktadır. Bundan dolayıdır ki sûfîlere göre Hakk’a giden yolda müridin gerçek anlamda yetkin bir mürşidin rehberliğine ihtiyacı bulunmaktadır. Sûfîlere göre tasavvuftaki mürid ile mürşidin arasında kurulan bağ Kur’an’da Hz. Musa ile Hızır arasında geçen bir olay ile tam anlamıyla uyum arz etmektedir. Bu hadisede Hz. Musa vahye mazhar olarak şer’î ilimleri derinlemesine bilen bir peygamberdir. Hızır ise Allah’ın kendisine katından ilim (ilm-iledün) bahşettiği sâlih bir kul olup Hz. Musa’ya hakikat ilimleri bağlamında rehberlik etmektedir. Tasavvufta tıpkı Musa (as) ve Hızır (as) arasında geçen hadisede olduğu gibi mürid şeyhi ile olan beraberliği boyunca her daim kendisinden bir şeyler öğrenmektedir. Şeyh hayatın her anında müridlerine örnek bir hayat sergileyecek ve her hali onlara ibret olacaktır. Böylece mürid şeyhiyle geçirdiği her vakti bir fırsat bilecek, ondan istifadenin yollarını arayacaktır. Bu bağlamda sûfîlere göre Musa ile Hızır arasında geçen bu hadise de mürid ve mürşid arasındaki ilişkinin bir numunesi mahiyetindedir.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
II. Uluslararası Multidisipliner Çalışmaları Kongresi
II. Uluslararası Multidisipliner Çalışmaları Kongresi