Toplum hayatında dinin önemli bir yer tuttuğu bilinmektedir. Bu nedenle de dinî ve tasavvufî şerhlerin edebiyatımızda büyük bir ağırlığı vardır. Dinî şerhlerin başında Besmele şerhleri, hadis-i şerîflere yazılan şerhler, Âmentü, Kunut duâları, Kenzü’l-‘Arş gibi duâların şerhleri gelir. Şârihin kendi anladığını ve bildiğini halka anlatma kaygısından doğan şerhler, anlaşılması güç olan konuların insanlar tarafından kolay anlaşılması kaygısıyla yazıldığı için ayrıca öneme sahiptir. Zira şârih dinî bir konuyu izah etme çabasında olduğundan bu hassasiyetle seçtiği kelimelere de dikkat etmek durumundadır. İncelenen metin, Molla Şaban isimli bir mütercim tarafından Arapçadan tercüme edilen bir Āmentü Şerhidir. 17. yüzyıl Anadolu Türkçesi dil dönemine ait olan bu metin dinî hassasiyyetle, Arapça bilmeyenler için tercüme yoluyla dilimize kazandırılmış küçük bir risaledir. İnanç esasları konusunda gerek halk gerekse de medreselerde eğitim gören talebeler için tercüme yoluyla Türk diline kazandırılan bu küçük risalede, Arapça kelimeler ve cümleler karşısında birebir yapılan tercümelerde son derece sade ve açık bir Türkçe kullanıldığını görmekteyiz. Metin Latin harflerine aktarılmış, üzerinde dil incelemesi yapılmış ve sözlüğü hazırlanmıştır.
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|