Abstract 2008 Finansal Krizinin etkilerinin geniş bir coğrafyaya yayılmasıyla birlikte, enflasyon hedeflemesine dayalı ana akım merkez bankacılığı daha fazla sorgulanır hale gelmiştir. Krizin fiyat istikrarına rağmen patlak vermesi, enflasyon hedeflemesinin evrensel ve optimum para politikası stratejisi olduğu argümanını tartışmaya açmıştır. Bu çerçevede krizin ardından gündeme gelen kalkınmacı pratiğe sahip merkez bankaları, ülkelerin içsel dinamiklerini göz önüne alarak, sürdürülebilir büyüme, istihdam, finansal içerme, kritik sektörlerin desteklenmesi, sosyal adalet gibi kalkınmacı amaçları; kredi tahsisi, özel bankaların fonlanması ve sübvanse edilmiş faiz oranları gibi araçlarla gerçekleştirmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada ana akım merkez bankacılığı tecrübesi üzerinden hareketle, kalkınmacı merkez bankacılığının özellikle Türkiye ve gelişmekte olan ülkeler bağlamında bir alternatif olup olamayacağı irdelenecektir.
As the effects of the Abstract 2008 Financial Crisis spread to a broad geography, the main stream of central banking based on inflation target has become more questionable. Despite the price stability of the crisis, the explosion has opened the argument that the inflation target is a universal and optimal monetary policy strategy. In this context, the central banks with the developmental practice that emerged after the crisis aim to
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|