1917 devriminden sonra, Gürcistan tamamen yeni bir realite ile karşı karşıya geldi. Rus İmparatorluğu Gürcistan’ın birasırlık esareti döneminde Georgiyevsk Anlaşması’nınyalnız bir maddesini dikkate aldı. Bu madde sınırların güçlendirilmesi ile Gürcistan'ın dış düşmanlarından koruması oldu. Rusya İmparatorluğu tarafından sınırları korumak için yürütülen politika, Rusya’nın bu maddeye uyma zorunluluğundan değil de kendi devlet çıkarları için yapılırdı. Devrim sonrası Rusya tarafından bu anlaşmanın tek uygulanan maddesinin ihlal edilmesi, oluşan durum açısından çok önemliydi ve Güneyde Türkiye’nin aktifleşmesi ile Kuzeyde Bolşevizmin kurulması, Gürcistan’ı toprak bütünlüğünün bozulması tehlikesi ile karşı karşıya bırakıyordu. Bağımsızlık düşüncesi zihinde hiçbir zaman silinmemiş ve zorla elinden alınan bağımsızlıklarını geri alma niyetinde olan Gürcü halkı en önemli kararları almak zorunda kaldı. Doğal olarak, bu fikir yeni değildi. “Tergdaleulilerden” doğan ulusal kurtuluş davası, 1903'te Paris'te ulusal devrim niteliğinde bir yayın organı olan “Sakartvelo’nun” çıkmasını sağladı. İlk defa bu yayın tarafından resmî bir anlamdaulusal ve bölgesel özerklik statüsünde Gürcistan devletinin kurulması gündeme getirildi. Dahası, aynı yayın organı tarafından Avrupa'da Gürcü halkının ulusal özgürlüğü sorunu da ortaya konuldu. Georgiyevsk Antlaşması esasen Müttefikler arasında bir anlaşma niteliğindeydi. Ancak, bu anlaşma Gürcistan'ın bağımsızlığından ve egemenliğinden yoksun bırakılmayacağını ifade etmesine rağmen doğduğu andan itibaren yalnızca Rusya’nın emperyalist çıkarlarına hizmet etti ve yüzyıldan beri, her geçen gün Gürcü toplumunu daha da zora soktu.
After the 1917 revolution Georgia had been transitioned to a totally new reality. During the century of the occupation under the Treaty of Georgievsk, the Russian empire had preserved only one point of the agreement – which was the control of the borders and securing Georgia from the inner threats. After the revolution, the preservation of this point of the agreement had put Georgia in a difficult situation, in terms of the coming threats, on the one hand from Ottoman Empire (Turkey) and on the other hand from the Bolshevism movement derived from the North. Georgian nation, in whose consciousness the idea of the return of the independence had been actual and vital, had been in a situation, where they had to make important decisions related to the independence and statehood. However, the idea of reinstating the Georgian statehood was not unique, as the “Tergdaleuli’s”, the national-independence movement, which had been established in Paris in 1903, had established a national-revolutionarymovement “Sakartvelo” (Georgia). They had been the first to openly demand that Georgia had been granted national-territorial autonomy and furthermore, they had voiced this idea in Europe, by demanding independence of Georgia. Despite the fact that the Treaty of Georgievsk, in essence, had been an agreement between the allies, it had not been intended to stripe Georgia of its independence; however, right after the signature of the treat, it had become a weapon in the hands of the Russian empire and day-by-day had cost Georgian nation an independence and sovereignty
Alan : Filoloji; Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|