İnsanoğlu yaşadığı mekânı süsleyerek kendine göre bir anlam ve biçim üretmiş ve estetik beğenisini ortaya koymak istemiştir. Öyle ki bu duruma ilk insanların yaşadıkları mağaralardaki duvar resimlerinde şahit oluruz. Türkler, göçebe bir toplum iken bile kullandıkları yurt çadırlarının içini çeşitli dokumalarla süslemişler ve bu zevklerini yerleşik hayata geçtikten sonra mimari yapılarda da uygulamışlardır. Türk sanatında yapıların yüzeylerini seramik ile süslemek Uygurlara kadar gitmektedir. Uygurlardan sonra Karahanlı, Gazneli ve Selçuklularla gelişen sırlı tuğla ve çini ile gelişen seramik sanatı, Anadolu’ya gelmiş ve Anadolu Selçukluları ile Osmanlıların elinde çok yüksek sevilere yükselmiştir. Osmanlının son dönemlerinde başlayan batılılaşma hareketi ile değişim geçiren seramik sanatı daha sonra milli mimarlık akımının etkisiyle eskiye bir dönüş yaşasa da uzun ömürlü olmamıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra seramik sanatındaki modernleşme, Anadolu’nun ve Türk seramiğinin tarihsel birikimiyle yeni bir açılım yaşar. Günümüzde pek çok akımın görüldüğü duvar seramiklerinde, tarihsel birikim, dolaylı veya dolaysız şekilde yeniden karşımıza çıkmaktadır.
Alan : Güzel Sanatlar; Mimarlık, Planlama ve Tasarım; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|