Azınlık (cemaat) vakıfları Türk hukukunda istisnai nitelikte olup, diğer vakıflardan oldukça farklıdır. Bu vakıflar Osmanlı İmparatorluğu döneminde kurulmuş ve 1912 yılında tüzel kişilik kazanmıştır. Yürürlükteki Türk Medeni hukukundaki düzenlemelere göre cemaat vakfı kurulması mümkün değildir. Ancak Lozan Antlaşması ile Türkiye, azınlıkların haklarının korunacağını taahhüt etmiş ve bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti tarafından varlıkları kabul edilmiştir. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren cemaat vakıflarının taşınmaz edinmesine ilişkin düzenlemelerde çok fazla değişiklik yapılmış, yapılan düzenlemeler hukuki ve siyasi zeminde sürekli tartışma konusu olmuştur. Çalışmada cemaat vakıflarının taşınmaz edinmesine ilişkin hukuki süreç ve bu konudaki farklı yaklaşımlar incelenmiş, son kısımda ise yürürlükteki düzenlemeler ve bu vakıfların istisnai niteliği dikkate alınarak bazı değerlendirmeler yapılmıştır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|