Bu çalışmanın amacı 1980’lerden itibaren tüm dünyada devleti küçültmenin bir aracı olarak gündeme gelen ve ekonomik krizlerden çıkışın bir reçetesi olarak görülen özelleştirme uygulamalarının Türkiye’de zamanla değişen mantığını tartışmaktır. Özelleştirme kavramı Türkiye’de 1980’lerde kullanılmaya başlanmış ve 1986 yılındaki ilk özelleştirmeden bu yana hep tartışılmıştır. Özelleştirme en basit tanımıyla kamunun mülkiyetinde bulunan işletmelerin özel sektöre devredilmesidir. Ancak özelleştirme sadece bu tanımla sınırlı değildir. Hizmet satın alınması, yap-işlet-devret-gibi yöntemlerin kullanılması, Kamu Özel Ortaklığı (KÖO) birliği modeli ile gerçekleştirilen projeler de aslında bir çeşit özelleştirme yöntemidir. Türkiye’de özelleştirmenin serüveni ve değişen mantığının tartışıldığı bu çalışmada özelleştirme birçok yazarın yaptığı gibi üç dönem halinde incelenmiştir. Özelleştirmeler uygulandıkları dönemin koşullarına ve siyasi iradenin politikalarına göre değişmiştir. 1980-1990 arası dönemde daha çok küçük çaplı kamu işletmeleri özelleştirilirken, 2001 ve sonrası dönemde ise büyük ölçekli kamu iktisadi işletmeleri özelleştirilmiştir. 1990 öncesi dönemde daha çok halka arz şeklinde gerçekleşen özelleştirmeler, 1990-2001 arası dönemde ve 2001 sonrası dönemde blok satış şeklinde kendini göstermiştir. Zamanla özelleştirmenin amaçlarında da değişim meydana gelmiştir. 2001 öncesi daha çok zarar eden Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) özelleştirilirken, 2001 sonrası Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde sadece zarar eden değil faaliyet gösterdiği sektörde tekel konumunda olan ve kar eden KİT’ler de özelleştirilmiştir. Ayrıca günümüzde kamu-özel sektör ortaklığıyla gerçekleştirilen projelerin sayısı da artmış ve yeni bir uygulama olarak özel sektörün işlettiği bu yatırımlar için hazineden müşteri garantisi verilmeye başlanmıştır. Bu çalışma nitel araştırma yöntemlerine dayanmaktadır. Çalışmada literatür taraması yapılarak özelleştirme ve KÖO ile ilgili veriler derlenip yeniden yorumlanmıştır. Sayısal veriler T.C Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının veri tabanlarından derlenmiştir. Ayrıca KÖO projeleri için ödenen garanti ücretleri ile ilgili bilgi ve belge eksikliğinden dolayı bu veriler gazete haberlerinden derlenmiştir. Bu çalışma ile alan yazında eksik görülen ve yeterince tartışılmayan Türkiye’de hizmet alım garantisi/müşteri/geçiş garantisi tartışmalarına az da olsa bir katkı sunmak ve buradaki boşluğun doldurulması amaçlanmaktadır.
Bu çalışmanın amacı 1980’lerden itibaren tüm dünyada devleti küçültmenin bir aracı olarak gündeme gelen ve ekonomik krizlerden çıkışın bir reçetesi olarak görülen özelleştirme uygulamalarının Türkiye’de zamanla değişen mantığını tartışmaktır. Özelleştirme kavramı Türkiye’de 1980’lerde kullanılmaya başlanmış ve 1986 yılındaki ilk özelleştirmeden bu yana hep tartışılmıştır. Özelleştirme en basit tanımıyla kamunun mülkiyetinde bulunan işletmelerin özel sektöre devredilmesidir. Ancak özelleştirme sadece bu tanımla sınırlı değildir. Hizmet satın alınması, yap-işlet-devret-gibi yöntemlerin kullanılması, Kamu Özel Ortaklığı (KÖO) birliği modeli ile gerçekleştirilen projeler de aslında bir çeşit özelleştirme yöntemidir. Türkiye’de özelleştirmenin serüveni ve değişen mantığının tartışıldığı bu çalışmada özelleştirme birçok yazarın yaptığı gibi üç dönem halinde incelenmiştir. Özelleştirmeler uygulandıkları dönemin koşullarına ve siyasi iradenin politikalarına göre değişmiştir. 1980-1990 arası dönemde daha çok küçük çaplı kamu işletmeleri özelleştirilirken, 2001 ve sonrası dönemde ise büyük ölçekli kamu iktisadi işletmeleri özelleştirilmiştir. 1990 öncesi dönemde daha çok halka arz şeklinde gerçekleşen özelleştirmeler, 1990-2001 arası dönemde ve 2001 sonrası dönemde blok satış şeklinde kendini göstermiştir. Zamanla özelleştirmenin amaçlarında da değişim meydana gelmiştir. 2001 öncesi daha çok zarar eden Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) özelleştirilirken, 2001 sonrası Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde sadece zarar eden değil faaliyet gösterdiği sektörde tekel konumunda olan ve kar eden KİT’ler de özelleştirilmiştir. Ayrıca günümüzde kamu-özel sektör ortaklığıyla gerçekleştirilen projelerin sayısı da artmış ve yeni bir uygulama olarak özel sektörün işlettiği bu yatırımlar için hazineden müşteri garantisi verilmeye başlanmıştır. Bu çalışma nitel araştırma yöntemlerine dayanmaktadır. Çalışmada literatür taraması yapılarak özelleştirme ve KÖO ile ilgili veriler derlenip yeniden yorumlanmıştır. Sayısal veriler T.C Merkez Bankası, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının veri tabanlarından derlenmiştir. Ayrıca KÖO projeleri için ödenen garanti ücretleri ile ilgili bilgi ve belge eksikliğinden dolayı bu veriler gazete haberlerinden derlenmiştir. Bu çalışma ile alan yazında eksik görülen ve yeterince tartışılmayan Türkiye’de hizmet alım garantisi/müşteri/geçiş garantisi tartışmalarına az da olsa bir katkı sunmak ve buradaki boşluğun doldurulması amaçlanmaktadır.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|