Bu çalışma toplumun sığınmacı bireylerle ilgili sosyal mesafe ve kaygı durumlarını incelemek amacıyla tanımlayıcı ve kesitsel araştırma deseninde tasarlanmıştır. Araştırmanın evrenini Denizli’de yaşayan 18 yaş ve üzeri bireyler oluşturmuştur. Örnekleme yöntemlerinden gelişigüzel örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada sosyodemografik değişkenleri ölçen veri toplama formu, Gruplararası Kaygı Ölçeği (GKÖ) ve Sosyal Mesafe Ölçeği (SMÖ) kullanılmıştır. Verilerin analizinde verilerinin sayı ve yüzde dağılımları, Student t testi, Varyans Analizi kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini 1709 kişi oluşturmuştur. Katılımcıların büyük çoğunluğunun (%83.5) kendisini Türk olarak, geriye kalanların da (%16.5) Çerkez, Çeçen, Kürt, Boşnak, Muhacir, Laz, Arap olarak ifade ettiği belirlenmiştir. GKÖ incelendiğinde, kadınların erkeklere, kendisini Türk olarak ifade edenlerin diğer etnik kökenden olanlara oranla daha kaygılı oldukları belirlenmiş olup, istatistiksel olarak farkın anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0.05). SMÖ incelendiğinde ise kadınların, ilköğretim ve orta öğretim mezunlarının ve kendisini Türk olarak ifade edenlerin sığınmacılara daha mesafeli oldukları belirlenmiştir (p<0.05). Ayrıca bireylerin GKÖ ve SMÖ puan ortalamaları arasında orta düzeyde, doğru yönde ve pozitif bir ilişkinin olduğu istatistiksel olarak belirlenmiştir (r=.60, p< .01). Araştırmaya katılan bireylerin, sığınmacılara yönelik duygu ve düşüncelerinin olumsuz, önyargılı ve ayrımcı eğilim içinde olduğu saptanmıştır.
This study uses a descriptive and cross-sectional study design to determination of social distance and anxiety situations of the society about asylum seekers. The research population consisted of individuals older than 18 living in Denizli. A random sampling method was used. To collect data, the following tools were used: a questionnaire to collect socio-demographic information, the Intergroups Anxiety Scale (IAS) and the Social Distance Scale (SDS). Statistical analysis was conducted to examine the distributions and proportions of attitudes in the sample, as well as student t testing, analysis of variance. The number of people who involved in this survey was 1709. A large majority of the participants (83.5%) described themselves as Turkish; the remaining 16.5% described themselves as Circassian, Chechen, Kurdish, Bosnian, Laz or Arab. The IAS total mean score was found to be 18.60±6.62 while the SDS total mean score was 19.96±7.82. When IAS is examined, it is determined that women are more anxious than males who express themselves as Turks compared to other ethnic origin, and the statistical difference is significant. When SDS was examined, it was determided that women, primary school and secondary school graduates and people describing themselves as Turkish have to be distant to asylum-seekers (p<0.05). In addition, it was determined statistically that there is a medium level and positive correlation between individuals’ IAS and SDS point averages (r=.60, p<.01). That is, the emotion and thought of individuals participating in the survey towards asylum-seekers were found to be have negative, prejudiced and discriminatory tendency.
Alan : Eğitim Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|