Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 14
 İndirme 7
Iğdır Ovasında Geciken Verim: Türkiye-sscb Ekonomik İlişkilerinin Bilinmeyen Bir Örneği, Serdarabat Barajı
2023
Dergi:  
Mülkiye Dergisi
Yazar:  
Özet:

Bu makalenin amacı İkinci Dünya Savaşına doğru bozulmaya başlayan Türkiye SSCB ilişkilerinde önemli bir yer tutan Serdarabat Barajının inşasına odaklanmaktır. Barajdan sulama kanalları ve tüneli inşa ederek faydalanacak olan Türkiye'nin Iğdır Ovasındaki verimi arttırarak bölgedeki kalkınmayı cumhuriyetin erken döneminde başlatma imkanı vardı. Baraj inşaatı 1927 yılında Türkiye ve SSCB arasında imzalanan bir mutabakatla sağlandı. Sovyet tarafı kendi adına düşenleri kısa sürede tamamladı ve Ermenistan topraklarında Iğdır Ovası içinde kullanılabilecek bir baraj inşa etti. Türkiye'nin Aras Irmağı üzerine inşa edilen barajın sulama imkanlarından yararlanması için bazı yatırımlar yapması gerekiyordu. Başta sulama tüneli ve kanallarının inşa edilmesi uzunca bir süre ertelendi. 1950'lerde bile başta Doğu Anadolu milletvekilleri olmak üzere bazı politikacılar sulama kanallarının ve tünellerinin yatırım sürecini meclise taşıdı. İkinci Dünya Savaşı yaklaşırken Türkiye SSCB arasında diplomatik görüşmeler son derece hız kazandı. İki ülke arasındaki ilişkiler giderek gerginleşirken SSCB bürokrat ve diplomatları Serdarabat Barajını gerilen ilişkilerin dışında tutuyordu. SSCB 1930'lar boyunca Iğdır Ovasında üretilen önemli ürünlerin çoğunun neredeyse tek ithalatçısıydı. Bölge tüccarları ile özellikle canlı hayvan ithalatı konusunda sürekli pazarlıklar ve çekişmeler içinde olan SSCB'nin bürokratları Iğdır Ovasının verimini arttıracak olan Serdarabat Barajından bölge çiftçilerinin faydalanmasından yanaydı. Sulama kanalları ve tünellerinin inşası için Sovyet kurumu Turkstroy aracılığı ile teklif veren SSCB ayrıca projenin sekiz milyon dolarlık kredi içine dahil edilmesinden yanaydı. Hatta projenin bedeli karşılında Türkiye'nin ihracat ürünlerinden de ithal etmeye razıydı. Moskova elçiliği ve Türk hükümeti tarafından sunulan projelere itiraz etmeden yapıcı bir rol üstlenen Turkstroy'un projeyi gerçekleştirememesinin nedeni sulama kanalı ve tünelleri için karşısında Türkiye'de Sümer Bank gibi bir kurumsal karşılığı olan bir yapının olmamasıydı. Sekiz milyon dolarlık kredinin tekstil fabrikaları için kullanılmasında Turkstroy'ın Türkiye'deki muadili olan Sümer Bank gibi bir kurumsal yapı olsaydı Iğdır Ovası daha önceleri verimli bir sulama projesine kavuşabilirdi. Türkiye ve SSCB ekonomik ilişkilerinde Celal Bayar'ın hazırladığı Şark raporu önemli bir yer tutar. Rapor Bayar ve Türkiye'nin Moskova elçisi Zekai Apaydın'ın görüşlerini içermektedir. İki görüş de iki savaş arası dönemde SSCB'nin Doğu Anadolu'da yürüttüğü dış ticaret politikasına ağır ithamlar ve suçlamalar içermektedir. Raporlara göre Doğu Anadolu'nun birçok zaruri tüketim malı ihtiyacını Sovyet ithal ürünleri karşılamaktadır. Ancak SSCB'nin ticari kurumları bölge halkına karşı özellikle fiyat politikasında hoyrat davranmakla suçlanmaktadır. Makale içinde Sovyet arşivlerinden kullanılan belgeler bu iddianın aksini kanıtlamaktadır. SSCB'nin bölgedeki faaliyetlerindeki en büyük eksikliği Trabzon ve Artvin konsolosluklarını kapatarak, Kars'ta Sovyet Ticaret Temsilciliği açmamaktı. Ayrıca Bayar ve Moskova elçisinin SSCB'nin ithal mal fiyatlarını eleştirmeleri nakliye masrafları göz önüne alındığında boşa çıkmaktadır. Diğer yandan Sovyet Ticaret Temsilciliğinin Trabzon limanını bölgeye kendi ürünlerini satmak için kullanmaması büyük bir handikap oldu. 1930'larda Türkiye ve SSCB ticaretinde etkili olan bir diğer durum Sovyetlerin dış ticaret yapısının ve kurumlarının değişmesidir. Kafkaslar üzerinden yapılan ticaretin hafızasına sahip Sovyet ticaret kurumunun kapatılması Doğu Anadolu ile olan ticareti baltalayan diğer bir etkendi. Doğu Anadolu'nun ithalat ve ihracatında coğrafi yakınlığını kullanmak isteyen Sovyet ticaret kurumlarının bölge dış ticaretinde tekel olma planları böylelikle suya düştü. Sovyetlerin ticari hafızasını ayakta tutacak ve devamını getirecek olan kurumların devamını sağlaması Doğu Anadolu'nun kalkınmasında Türkiye'nin bile kullanabileceği bir koz olabilirdi.

Anahtar Kelimeler:

Delayed Production In Igdir Plai̇n: An Obscure Case Of Turkey-ussr Economic Relationship, Serdarabat Dam
2023
Yazar:  
Özet:

The purpose of this article is to focus on the construction of the Serdarabat Dam, which occupies an important place in the relations between Turkey and the USSR, which began to deteriorate towards the Second World War. Turkey, which would benefit from the dam to be built by constructing irrigation canals and a tunnel, had the opportunity to start the development in the region in the early period of the republic by increasing the yield in the Iğdır Plain. The construction of the dam was carried out by an agreement signed between Turkey and the USSR in 1927. The Soviet side completed its duties in a short time and built a dam on the territory of Armenia that could be used within the Iğdır Plain. Turkey, first, had to make some investments in order to benefit from the irrigation facilities of the dam built on the Aras River. Initially, the construction of irrigation tunnels and canals was delayed for a long time. Even in the 1950s, some politicians, especially the Eastern Anatolian deputies, brought the investment process of irrigation canals and tunnels to the parliament. As the Second World War approached, diplomatic negotiations between Turkey and the USSR gained momentum. While the relations between the two countries became increasingly tense, the bureaucrats and diplomats of the USSR excluded the Serderabat Dam from the strained relations. The USSR was almost the sole importer of most of the significant products produced in the Iğdır Plain throughout the 1930s. The bureaucrats of the USSR, who were in constant negotiations and conflicts with the merchants of the region, especially on the import of livestock, were in favor of the farmers of the region benefiting from the Serdarabat Dam, which would increase the productivity of the Iğdır Plain. The USSR, which made a bid through the Soviet institution Turkstroy for the construction of irrigation canals and tunnels, was also in favor of including the project in the eight-million-dollar loan. The USSR was even willing to import Turkey's export products in exchange for the cost of the project. The reason why Turkstroy, which assumed a constructive role without objecting to the projects presented by the Moscow embassy and the Turkish government, could not realize the project was that there was no institution with an institutional counterpart like Sümer Bank in Turkey for irrigation canals and tunnels. If there had been a corporate structure like Sümer Bank, Turkstroy's counterpart in Turkey, in the use of the eight-million-dollar loan for textile factories, the Iğdır Plain could have had an efficient irrigation project earlier. The Eastern report prepared by Celal Bayar has an eminent position in the economic relations between Turkey and the USSR. The report includes the views of Bayar and Turkey's ambassador to Moscow, Zekai Apaydın. Both views contain heavy allegations and accusations against the foreign trade policy of the USSR in Eastern Anatolia in the interwar period. According to reports, Soviet imported products meet the needs of many essential consumer goods in Eastern Anatolia. However, the commercial institutions of the USSR are accused of being uncouth to the people of the region, especially in price policy. The documents used in the article from the Soviet archives prove the contrary of this claim. The most crucial shortcoming of the USSR in its activities in the region was closing the Trabzon and Artvin consulates and not opening a Soviet Trade Representative in Kars. Moreover, the criticism of Bayar and Turkey's ambassador to Moscow regarding the prices of imported goods of the USSR was futile considering the transportation costs. On the other hand, it was a significant disadvantage that the Soviet Trade Representative did not use the port of Trabzon to sell their products to the region. Another situation that was effective in the trade between Turkey and the USSR in the 1930s was the transformation in the foreign trade structure and institutions of the Soviets. The closure of the Soviet trade institution, which possessed the memory of the trade made through the Caucasus, was another factor that undermined the trade with Eastern Anatolia. The plans of the Soviet trade institutions, which wanted to use its geographical proximity in the import and export of Eastern Anatolia, to monopolize the foreign trade of the region, were thus foiled. Ensuring the continuation of the institutions that would keep and sustain the commercial memory of the Soviets could have been a trump card that even Turkey could use in the development of Eastern Anatolia.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler


Mülkiye Dergisi

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 825
Atıf : 1.866
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini