Günümüzde kentsel mekânlar, üretim, dolaşım ve tüketim ilişkilerine konu olan bir meta haline gelmiştir. Küreselleşme, kentsel mekânların metalaşmasını uluslararası bir ölçeğe taşırken, kentler de gerek yerel gerekse küresel sermayenin yatırımlarının yöneldiği alanlar olmuştur. Bu süreçte farklı coğrafyalardaki ülkelerde, kentler birbirleri ile yarışırken, kentsel mekânlar giderek daha fazla birbirine benzemeye başlamışlardır. Küresel rekabet dışında kalan kentler de bu değişimden etkilenmekte, kendi coğrafya ve kültürlerinden farklı bir şekilde örnek aldıkları kentlerle benzeşme ve aynılaşma sürecine girmektedirler. “Midyat” dini ve etnik farklılıklarıyla çok kültürlü bir yapıya sahiptir ve bu nedenle “dinler ve diller şehri” olarak adlandırılmaktadır. 1980’li yıllarla birlikte yörede yaşanan terör ve beraberindeki göç yerleşmenin toplumsal yapısını önemli ölçüde değiştirmiştir. Midyat’ın önemli kültürel ve toplumsal aktörü olan Süryaniler ve Yezidiler bölgeyi terk ederken, onlardan boşalan yerlere terör olaylarının yoğun olduğu yerleşmelerden gelen veya zorunlu göçe tabii tutulan Kürtler yerleşmişlerdir. Midyat’ın değişen nüfus yapısı kentin mekânsal özelliklerinin de farklılaşmasına yol açmıştır. Kentin kültürel çeşitliliğinin izlerini barındıran mekânları, bugün yerini büyük kentlerdeki yapılaşmaya benzeyen mekânlara terk etmeye başlamış, kent diğer kentlerle aynılaşma sürecine girmiştir. Bu makalede, Türkiye’deki kentlerin yaşamakta olduğu aynılaşma süreci Midyat örneğinde değerlendirilmektedir.
Field : Mimarlık, Planlama ve Tasarım
Journal Type : Ulusal
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|