Birçok bilim insanının belirttiği gibi, “Otonom dronlar, askeri teknolojide nükleer bombanın icadından bu güne en büyük buluş olarak nitelendirilmektedir. MAD doktrininin ardındaki fikir, iki tarafın da nükleer silahlarla büyük çaplı bir savaşta kazananın olmayacağı ve karşılıklı olarak yok olacağı yönündedir. Bu çıkmaz, göreceli olarak dünyayı, her şeyi kapsayan bir savaşa dönüşmekten alıkoymuştur. 1917 yılında tarihteki ilk insansız uçakla başlayan ve teknoloji ile birlikte sürekli gelişmeye devam eden dronlar 2006 yılında Amerikan Federal Havacılık Dairesi’nin ticari dron kullanılmasına ilk defa izin vermesi ile yaygınlaşmaya başladı. Buna paralel olarak akademik literatürde özellikle silahlı dronların uzun vadeli güvenlik ve istikrarı tehdit edebileceğine ilişkin dron kullanımı ile ilgili çok sayıda hipotez bulunmaktadır. Ancak, modern dronların hızla çoğalan kullanımı dünyayı hem sivil hem de askeri alanlarda açıkça daha çatışmalı bir yer haline getirme eğilimindedir. Bu husus, nükleer çatışmada MAD doktrinin aksine herhangi bir etkili çözüm bulunamamış evrensel düzeyde tanımlanamayan bir sorun olarak devam etmektedir. Bu sorunsal çerçevesinde, çalışma öncelikle giderek artan sayıda kabiliyetli dronların nasıl aşikar sorunlar yarattığı konusunda farkındalık sağlamakla birlikte literatüre en son anti-dron teknolojilerini ve araçlarını tanınması yönünde katkı yapmakta ve öngörülebilir karşı teknolojinin yol haritasını ana hatlarıyla belirlemektedir.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|