Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 3
 Görüntüleme 49
 İndirme 16
Danıştay Kararlarına Göre İmar Planının Yargı Yerince İptal Edilmesinin Yapının Hukuki Durumuna Etkisi – Eleştirel Bir Bakış
2018
Dergi:  
İstanbul Hukuk Mecmuası
Yazar:  
Özet:

İmar planının yargı yerince iptal edilmesinin, “bu plana dayalı olarak verilen ruhsata uygun bir biçimde inşa edilmiş yapının hukuki durumuna ne yönde etki edeceği meselesi çok sayıda yargısal uyuşmazlığın konusunu teşkil etmiştir. Söz konusu uyuşmazlıkların hallinde, iptal edilen plan ve ruhsata uygun olarak yapılan yapılar bakımından “kazanılmış hak” veya “müesses durum”ların oluşup oluşmadığının tespiti gerekmektedir. Esasen meselenin özü “hukuki güven ve istikrar ilkesi” ile “kamu düzenin tesisi” ve “yargı kararlarının gereğini yerine getirme zorunluluğu” arasındaki dengenin nasıl sağlanması gerektiğine dayanmaktadır. Ne var ki, sözü edilen kavramlara bağlanan hukuksal etki ve sonuçların belirsizliği, doktrinin değişmez kalıplara oturtulacak bir teori oluşturulmasını engellediği gibi, ilgili yargısal içtihatların istikrar kazanmasını da zorlaştırmıştır. İdari yargı, imar planlarının mahkeme kararı ile iptalinin doğurduğu hukuki uyuşmazlıklarda, “idari istikrar”, “kazanılmış hak”, “müesses durum” gibi kavramlara yönelik ilke ve esasları sabit bir uygulama zeminine oturtmaktan kaçınmıştır. Kazanılmış hak veya müesses durumların var olup olmadığının veyahut da nasıl korunmaları gerektiğinin sorgulamasını her bir olayın kendi içinde, ayrı ayrı yapmayı gerekli kılan bu durum, birbiri ile uyumlu olmayan içtihatların ortaya çıkmasına neden olmuş; oldukça dinamik ve değişken bir nitelik arz eden imar uygulamaları bakımındansa aynı konuda farklı kararlar verilmesine kadar varan, ciddi görüş ayrılıklarını beraberinde getirmiştir. Çalışmada, anılan kavramlara dayalı teorik esaslar ve yargı kararları tahlil edilerek, “imar planın iptal edilmesinin, yapı ruhsatının (dava konusu edilmişse) yargı yerince veya (dava konusu edilmese bile) İdarece iptalini gerektirip gerektirmediği”; “her durumda ilgili yapının yıkımına karar verilip verilemeyeceği”; “ruhsat iptali ve yıkım neticesinde ortaya çıkan zararların nasıl ve neye dayalı olarak tazmin edileceği” meseleleri üzerinde durulmuştur. Bu yöndeki değerlendirmeler doğrultusunda, “genel olarak” aşağıda yer verilen sonuçlara ulaşılmıştır: Şayet ilgili ruhsatın tesisi tarihinden itibaren dava açma süresi (veya kimi yargı kararlarında işaret edilen makul süre) geçmiş ve plan iptal edilene kadar, yapı ruhsata uygun bir biçimde inşa edilmiş ise, “idari istikrar” ilkesi uyarınca yapı ruhsatının İdare’ce geri alınamaması ve müesses durum teşkil eden yapı kısımlarının, imar düzeni bakımından “tahammül edilemeyecek” bir durum oluşturmadıkça, korunması gerekir. Buna karşılık, imar planın iptaline yönelik yargı kararı ve gerekçesinden, ilgili yapının varlığına - örneğin, çevrenin, kıyının, kültür ve tabiat varlıklarının, tarım arazilerinin korunması veya yapı güvenliği bakımından - tahammül edilebilmesinin mümkün olmadığı sonucu çıkıyor ise, bu gibi istisnai hallerde, yapı ruhsatının geri alınması ve yapının da yıkılması gerekmektedir. Bu durumda, iyiniyetli yapı sahibinin yapmış olduğu yapının yıkılması neticesinde oluşan zararlarının tazmin edilmesi icap etmektedir. İdari yargı yerinden imar planı yanında bu plana dayalı olarak verilen yapı ruhsatının iptalinin de talep edilmesi durumunda; idari yargıcın, dava konusu işlemin hukuka aykırılığını tespit edip, işlemi geçmişe etkili bir biçimde hukuk düzeninden ayıklaması mümkün ve gereklidir. Bununla birlikte, bu gibi hallerde, mahkemenin iptal kararlarının gerekçesi incelenmeden, iptale yol açan hukuka aykırılığın nasıl ve ne şekilde giderilebileceği, imar planın iptali doğrultusunda yapılacak yeni imar planı ile uyumlu olup olmayacağı tetkik edilmeden, yapının yıkılması yönünde karar alınması, zamansal bakımdan erken - ve bu nedenle - hukuka aykırı olur. İlgili yapının korunup korunmamasında, imar planı ve ruhsatın iptaline yol açan yargı kararının gerekçesi (ve bu gerekçe doğrultusunda yapılacak yeni planın kullanım karar ve koşulları) belirleyici rol oynamalıdır. Yapının korunmasının herhangi bir suretle mümkün olmadığı hallerde, iyiniyetli yapı sahibinin gerçek zararı, hizmet kusuru esasına dayalı olarak tazmin edilmelidir. Bu doğrultuda yapı sahibine, yapının değerinin yanında, durum ve şartlara göre, fiili zarar kalemleri ve yoksun kaldığı kazancının ödenmesi icap etmektedir. 

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler






İstanbul Hukuk Mecmuası

Alan :   Hukuk

Dergi Türü :   Ulusal

Metrikler
Makale : 1.760
Atıf : 4.744
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini