Lumier Kardeşler, 22 Aralık 1895’te Paris’te Grand Cafe’de sinematograf adını verdikleri cihaz ile düzenledikleri ilk film gösterimiyle sadece sinema tarihini başlatmamışlar; bugün milyarlarca dolarlık küresel bir sektör haline gelmiş olan sinemanın da temellerini atmışlardı. Aradan geçen 122 yılın ardından senaryosu, çekim tekniği ve teknolojisiyle birlikte sinema büyük bir evrim geçirmiş, dünyaca ünlü yönetmen, senarist ve oyuncuları ortaya çıkarmıştır. Ünlü sinemacılar setlerde pratik ve tecrübe ile başarı basamaklarını tırmanırken; kimi yönetmen, oyuncu ve senaristler özel veya kamu üniversitelerinde, özel okullarda sinema eğitimi alarak sektöre giriş yapmışlardır. Türkiye’de iletişim fakültelerinde Radyo – Televizyon ve Sinema (RTS) bölümünde eğitim gören öğrencilerden de sinema sektörüne kazanımlar olmaktadır. Bu çalışmada, Ankara’da özel ve kamu üniversitelerinin iletişim fakültelerinde RTS bölümünde lisans eğitimi alan öğrencilerin sinema alışkanlıkları, film tercihleri, Türk sinemasına bakış açıları, mesleki ve eğitim açısından sinema sektörüne yaklaşımları öğrenilmeye çalışılmıştır. Çalışmada kavramsal ve sanatsal açıdan sinemaya, dünyada ve Türkiye’de sinemanın tarihine değinilmiş, ardından RTS öğrencilerine uygulanan anketin bulguları irdelenmiştir. Bu araştırmada; Ankara, Başkent ve Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo ve Televizyon Bölümü’nde öğrenim gören öğrenciler örneklem olarak alınmıştır. Nicel araştırma yöntemi çerçevesinde öğrencilere 12’si seçmeli 2’si açık uçlu 14 soru yöneltilmiş, veriler SPSS programında değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, öğrencilerin düzenli olarak sinemaya gitmediği, bilgisayardan film izlemeyi daha çok tercih ettikleri, en çok Hollywood ve bilim kurgu filmlerini seyretmeyi tercih ettikleri tespit edilmiştir. Film izlerken, öğrendikleri teorik ve teknik bilgiyi kullandıkları, sinemaya dair kitap ve dergilerden ziyade internet ve sosyal medya üzerinden okumalar yaptıkları ortaya çıkmıştır. Türk Sineması’nda kaliteli yapımların az olduğu, bunda kaliteli senaryoların fazla olmamasının etkili olduğunu düşündükleri de ortaya çıkmıştır.
The brethren of Lumier did not only start the history of the cinema with their first film show on December 22, 1895 at the Grand Cafe in Paris with the device they named the cinema, but they had also set the foundation of the cinema, which today has become a billion-dollar global industry. After 122 years, the cinema, along with its scenario, drawing technique and technology, has undergone a great evolution, revealing world-famous directors, screenwriters and actors. While famous filmmakers climb their stages of success with practice and experience in sets; some directors, actors and screenwriters have entered the industry by taking cinema education in private or public universities, private schools. Students who study in the Department of Radio - Television and Cinema (RTS) in the Communications Faculty in Turkey are also gaining profits to the cinema industry. In this study, students who receive a bachelor's degree in the RTS department in the communications faculty of private and public universities in Ankara have been attempted to learn the film habits, film preferences, Turkish cinema perspectives, professional and educational approaches to the cinema sector. In the study, from a conceptual and artistic point of view to the cinema, the history of the cinema in the world and in Turkey, the findings of the survey applied to RTS students have been drawn up. In this study; students who studied at the Department of Radio and Television of the Faculty of Communications of Ankara, Capital and Gazi University were taken as a sample. In the framework of the Nicel research method, students were targeted to 12 optional 2 open-end 14 questions, the data was evaluated in the SPSS program. The results found that students did not go to the cinema regularly, prefer to watch movies rather than computers, prefer to watch Hollywood and science fiction films. When watching the movie, it turned out that they used the theoretical and technical knowledge they learned, they read on the internet and social media rather than books and magazines about the cinema. In the Turkish Cinema there are little quality productions, and they think that there are not too many quality scenarios.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|