Edebi bir tür olarak “pastoral”in geçmişi antik çağlara kadar uzanır ve en eski pastoral örneği M.Ö. 3. yüzyılda Yunanlı şair Theokritos tarafından oluşturulmuştur. Tarihsel olarak, pastoral her çağda şairler tarafından değişik amaçlarla oluşturulmuştur. Pastoral çoğu zaman çoban hayatı ve doğa hakkında yazılmış basit bir şiir türü olarak değerlendirilse de yüzyıllar içerisinde pastoralin bağlamı ve pastorale atfedilen anlamlar genişlemiştir. Ortaçağ’da çok az sayıda pastoral örneği verilmesine karşın, Rönesans döneminde pastoral edebi bir tür olarak yeniden canlanmıştır. Bu dönemde şairler ve oyun yazarları insan ve doğa arasında baş gösteren ayrılığı vurgulamak için pastoral formundan faydalanma eğiliminde oldular, bu eğilim 19. ve 20 yüzyıl edebiyatında da gözlemlenebilir. Artık basit bir kırsal yaşam övgüsü olmayan pastoral türü insanın doğayı sömürüsüne ve hem kendinden hem de diğer insanlardan uzaklaşmasına dikkat çekmek amacıyla yazılmaya başlandı. Bu bağlamda pastoral, insanın doğayla bütünleşmesini ve geleneksel pastoral şiirlerdeki mutlu çobanlar gibi yaşamasını engelleyen, toplumun aksayan ve insanı huzursuz eden yönlerine dikkat çekmede bir eleştiri aracı haline geldi. Viktorya Dönemi şairi Matthew Arnold “Bilge Çingene” adlı şiirinde bilge bir çingenenin yaşamıyla kendi çağındaki insan yaşamını karşılaştırarak insanın mutlu bir yaşam sürebilmek için hayalgücü ve masumiyete ihtiyaç duyduğunu
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|