Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 3
 Görüntüleme 126
 İndirme 22
 Sesli Dinleme 1
Din Perspektifinden Obsesif-kompulsif Bozukluklar: Modern Yaklaşımlar ve Ebû Zeyd El-belhî’nin Katkıları
2020
Dergi:  
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Ruhsal hastalıkların geçmişi insanlık tarihi kadar eskidir. Tarihsel süreç içinde değişen toplumsal, kültürel pek çok faktörden etkilenen ruhsal bozukluklar, kavramsal olarak sürekli yeniden yapılandırılarak tanımları ve sınıflandırmaları değişikliğe uğramıştır. Kökleri insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe uzanan obsesif kompulsif bozuklukların (OKB) modern kavramlarına evrilmesi 19. yüzyılda gerçekleşmiştir. OKB’nin ruhsal kökeni hakkındaki ilk bilimsel görüşler S. Freud’a aittir. Freud, OKB’deki ruhsal nedenlerin diğer ruhsal bozukluklardan farklı olduğunu gözlemleyerek obsesyonu, ayrı ve özgün bir bozukluk olarak incelemiştir. Zamanla OKB’nin oldukça yaygın bir rahatsızlık olduğu anlaşılmıştır. Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) yayımladığı Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatiksel El Kitabı’nın son sürümü (DSM-5)’de OKB’yi anksiyete bozuklukları kategorisi içinden çıkartarak bağımsız bir başlık altında tasnif etmiştir. OKB, takıntılı fikir ve düşünce gibi zihinsel eylemler (obsesyon) ve/veya yineleyici ve zorlantılı davranışlardan (kompulsiyon) meydana gelen ruhsal bir bozukluktur. Hasta çoğu kez bu türlü düşünce ve davranışlarının mantıksız ve saçma olduğunun bilincindedir. Bu nedenle inançlarına, görüşlerine, ahlaki değerlerine ve mantığına ters bulduğu obsesif düşünceleri zihinden uzaklaştırılmaya çalışır. Fakat o çabaladıkça obsesif düşünceler daha da çoğalır, sıklaşır ve kişide büyük bir bunaltı meydana getirir. Hasta hissettiği bunaltıyı hafifletmek veya ondan tamamen kurtulmak için bu kez kompulsiyonlara başvurur. Kompulsiyonları tekrar ettikçe de bunaltısı artar ve kısır bir döngü içine girer. Bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde düşüren OKB’nin pek çok semptom alt grubu bulunmaktadır. Bunlardan birisi ve hatta en bunaltıcı olanı dini obsesyonlardır. Psikoloji literatüründe din ve OKB arasında uzun zamandır bir ilişki olduğu düşünülmüş ve bu ilişkiyi açıklığa kavuşturmayı amaçlayan bazı dikkat çekici çalışmalar yapılmıştır. Bireyin ruhsal sağlık bütünlüğünün korunmasında dinin vazgeçilmez bir unsur olduğunu gösteren pek çok araştırma bulgusu bulunmakla birlikte bazı dini anlayış biçimleri ve dini deneyimler sonucu edinilen kimi tecrübeler OKB ile ilgili kaygıları etkileyebilmektedir. Dindarlığın bu aşaması, OKB’nin bazı alt semptom gruplarıyla yakından ilişkilidir. Psikanaliz yönteminin kurucusu Freud ve takipçilerinin açıklamaları, OKB’nin anlaşılmasına büyük katkı sağlamıştır. Ancak psikanalitik yöntemin kuramsal açıdan dine karşı indirgemeci bir yaklaşım sergilemesi nedeniyle kişinin dine olan bağlılığının daha başlangıçta bir patoloji ya da en azından önemli bir içgörü engeli olarak değerlendirilmesi söz konusudur. Günümüzde bilişsel davranışçı psikoterapiler, OKB üzerinde en etkili psikolojik tedavi yöntemi olarak kabul edilir fakat onların da dini OKB’lerin tedavisinde başarı oranları düşüktür. Dini OKB kaygıları, genellikle somut tekrarlanabilir durumlar yerine manevi konuları içerdiğinden davranışçı yöntemlerin dini OKB tedavisinde uygulanması oldukça zor olabilir. Dolayısıyla geleneksel psikoterapi yaklaşımları, açıkça dine karşı olmasalar bile genellikle dini boyutu ihmal ettiklerinden dini obsesyonları bulunan bireylerin hayatlarındaki ıztırabı dindirmede yetersiz kalmaktadırlar. Ruhsal tedavilerin seküler yaklaşımlarla sınırlı tutulmasından doğan boşluk nedeniyle dindar hastalar, dini duyguları istismar eden kişilerin illegal uygulamalarının tehdidiyle karşı karşıyadırlar. Klinik anlamda dini obsesyonlar daha kaygı verici ve bunaltıcıdır. Dolayısıyla tedavileri de diğerlerinkinden daha zordur. OKB’nin tedavisinde farklı bilim disiplinlerin bir arada kullanıldığı, dini inanç ve değerler etrafında esneyebilecek, seçmeci yaklaşımlar daha etkili tedavi modelleri ortaya çıkartabilir. Böylece dini OKB’nin tedavisindeki başarı oranı tıp, psikoloji ve ilahiyat disiplinlerinin uygun işbirliği sayesinde üst düzeylere taşınabilir. İlahiyat disiplinleri açısından bu işbirliğini destekleyebilecek zengin bir dini kültürel miras bulunmaktadır. Bir örnek olarak Ebû Zeyd el-Belhî (322/934), Mesalihu’l-Ebdan ve’l-Enfüs adlı eserinde, Freud’dan yaklaşık on asır önce, nevrozlar ve psikozlar arasında muhtemelen ilk defa açık bir ayrım yapmış ve nevrotik bozuklukları sınıflandırmıştır. Ayrıca eserinde, bu bozuklukların her birinin tedavisi için rasyonel ve manevi bilişsel terapilerin nasıl kullanılacağını ayrıntılı bir şekilde göstermiştir. Bu çalışmada dini obsesyonlara hem psikolojik bir rahatsızlık hem de teolojik bir problem olarak bütüncül bir yöntemle yaklaşılmasının önemi vurgulanmaktadır. Bu nedenle dini OKB’nin tedavisinde psikiyatrik ve psikolojik yaklaşımların manevi danışmanlık ve rehberlikle işbirliği önerilmektedir. Dindar bir kişide görülen belirtilerin dini yaşantıya ait normal, tabii dini düşünce ve davranışlar mı yoksa dini kılıfa bürünmüş anormal görünümler mi olduğunun ayrıştırılmasındaki güçlük disiplinler arası bu işbirliğini zorunlu kılmaktadır.

Anahtar Kelimeler:

Obsessive-compulsive Disorders From A Religious Perspective: Modern Approaches and The Contribution Of Ebû Zeyd El-belhî
2020
Yazar:  
Özet:

The history of mental illnesses is as old as the history of mankind. The mental disorders, influenced by many social and cultural factors that change in the historical process, have changed their definitions and classifications by continuously restructuring conceptually. The evolution of obsessive compulsive disorders (OCDs) to modern concepts, which extended its roots to an ancient history as human history, took place in the 19th century. The first scientific views on the spiritual origin of the OECD belong to S. Freud. Freud observed that mental causes in the OCD differed from other mental disorders, and examined obsession as a separate and original disorder. Over time, it has become clear that OKB is a very common disorder. The latest version of the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM-5) published by the American Psychiatric Association (APA) has classified the OCD from the category of anxiety disorders under an independent title. OCD is a mental disorder that occurs from mental actions (obsession) and/or repetitive and compulsive behaviors (compulsion) such as obsessed ideas and thoughts. The patient is often aware that these kinds of thoughts and behaviors are irrational and absurd. Therefore, the obsessive thoughts he find contrary to his beliefs, opinions, moral values, and logic, he tries to be removed from the mind. But as he tries, the obsessive thoughts multiply, get narrow, and create a great depression in the person. This time the patient applies to compulsions to relieve the depression he feels or to get rid of it completely. As the compulsions are repeated, the depression increases and enters a thin cycle. There are many subgroups of symptoms of OKB that seriously decrease the quality of life of a person. One of them, and even the most disgraceful, are religious obsessions. Psychology literature has long been believed to have a relationship between religion and OKB and some notable studies have been done to make this relationship clear. There are many research findings that show that religion is an indispensable element in the preservation of a person’s mental health, but some religious forms of understanding and some experiences gained from religious experiences can affect concerns about the OCD. This phase of religiousness is closely related to some sub-symptomatic groups of the OCD. Freud, the founder of the psychoanalysis method, and his followers’ statements have made a great contribution to the understanding of the OKB. But because the psychoanalytic method has a theoretically humiliating approach to religion, it is the subject of the person’s devotion to religion being first regarded as a pathology or at least a significant obstacle to insight. Today, cognitive behavioral psychotherapies are considered the most effective method of psychotherapy on OCDs, but they have a low success rate in the treatment of religious OCDs. As religious OCD concerns often include spiritual issues instead of concrete repetitive situations, it can be quite difficult to apply behavioral methods in religious OCD treatment. Thus, traditional psychotherapy approaches, even if they are not clearly against religion, often ignore the religious dimension, so they remain insufficient in relieving the suffering in the lives of individuals with religious obsessions. Due to the emptiness arising from the limitation of spiritual therapies to secular approaches, religious patients are faced with the threat of the illegal practices of those who exploit religious emotions. In the clinical sense, religious obsessions are more worrying and frustrating. Treatment is more difficult than others. The elective approaches that can be used together in the treatment of the OCD, where different scientific disciplines are used together, and which can rise around religious beliefs and values, can reveal more effective treatment models. Thus, the success rate in the treatment of religious OKB can be transferred to the highest levels thanks to the proper cooperation of the disciplines of medicine, psychology and theology. There is a rich religious cultural heritage that can support this cooperation from the point of view of the theological disciplines. As an example, Ebû Zeyd el-Belhî (322/934), in his work Mesalihu'l-Ebdan and'l-Enfüs, about ten centuries before Freud, probably made a clear distinction between neurosis and psychosis for the first time and classified neurotic disorders. In his work, he also detailed how to use rational and spiritual cognitive therapies for the treatment of each of these disorders. This study emphasizes the importance of approaching religious obsessions by a comprehensive method as both a psychological disorder and a theological problem. Therefore, in the treatment of religious OCD, the cooperation of psychiatric and psychological approaches with spiritual advice and guidance is recommended. The difficulty in distinguishing whether the signs seen in a religious person are normal, of course religious thoughts and behaviors or an abnormal appearance in the religious class makes this cooperation between disciplines compulsory.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler










Cumhuriyet İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 1.205
Atıf : 2.516
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini