Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 7
İslamofobi’nin Teo-politik Kökenleri ve Güncel Yansımaları
2023
Dergi:  
İlahiyat Akademi Dergisi
Yazar:  
Özet:

En açık şekliyle İslam karşıtlığı ve nefreti olarak tanımlanabilecek İslamofobi; sosyolojiden siyasete, psikolojiden uluslararası ilişkilere kadar birçok alanda detaylı olarak çalışılan güncel bir sorun olmakla birlikte teolojik boyutu çoğunlukla göz ardı edilmiştir. Bu yüzden İslamofobi’nin asli kökeninin teolojik boyuttan kaynaklandığı, daha sonra tarihsel süreçte sosyo-kültürel ve endüstriyel forma dönüştüğü düşüncesi irdelemeye değer bir konudur. Ortaya çıktığı çağda göreceli olarak etkisiz bir bölge ve kabileden doğan İslam medeniyetinin kısa sürede Hristiyan Roma’ya kafa tutması, Hristiyanlığın egemenlik alanlarında hızla yayılması ve Hristiyanlık inancını temellerinden sarsmaya azmetmesi Hristiyanlığın İslam’ı önemli bir rakip olarak görmesine yol açmış ve tarih boyunca bu rekabet sürmüştür. Uzun yıllar pagan kültürle, Yahudilerle daha sonra kendi içinde ve nihayetinde İslam’la çatışmaya giren Hristiyan Batı dünyası, Orta Çağda yürüttüğü din savaşlarını oryantalizmle bilimsel dünyaya taşımış; İslamofobi kavramı ile de İslam karşıtlığını güncelleyerek kurumsallaştırmıştır. İslamofobi kavramının ilk teolojik temellerini oluşturan Şamlı Yuhanna (John of Damascus) yazdığı eserlerle Hristiyanlarla Müslümanlar arasında önemli bir gerilme ve kırılma hattı oluşturmuştur. Önemli tartışmaların yaşandığı VIII. yüzyılda aktif olan Şamlı Yuhanna, Orta Çağ boyunca Hz. Muhammed (a.s.) ve İslam’ın olumsuz yönde algılanmasına yol açan ilk önemli figür olmuştur. Yuhanna ile başlayan ve polemik üzerine şekillenen Hristiyan-İslam tartışmaları daha sonraki yüzyıllarda çok sayıda teoloğa da kaynak oluşturmuştur. İslam ve Hristiyanlığın büyük oranda aynı coğrafyada yayılım göstermeleri, Müslümanların Hristiyan dünyası için önem arz eden Kudüs, İspanya ve İstanbul’u fethetmeleri, Hristiyan dünyasının ruhani merkezi Roma’ya ulaşmak adına Viyana’nın kapılarına dayanmaları, İslam’ın gelmesiyle Hristiyanlık döneminin kapandığı ve ilahi kurtuluşun sadece İslam’da olduğu yönündeki meydan okumaları İslamofobi’nin teo-politik kökenini oluşturmuştur. Bu yüzdendir ki Orta Çağ’ın büyük bir bölümünde İslam öldürücü bir tehlikenin simgesi olarak görülmüş ve günümüze kadar bu yaklaşım sürdürülmüştür. Hristiyanlığın ilk zamanlardan beri İslam’ı hedefe koymasının ana sebeplerinden birinin de hem Hristiyanlığın hem de İslam’ın birbirleri hakkında dünyayı ele geçirecekleri şeklindeki inançsal korkularıdır. Özellikle İslam’ın fetihlerle hızla yayılması ve çok uzak coğrafyalara kadar ulaşması Orta Çağda Hristiyanların bu korkularını zamanla daha fazla artırmıştır. Günümüzde de bu durum değişmemiş ancak tüm negatif propagandalara rağmen İslam sürekli yayılmaya devam etmiştir. İki milyara yaklaşan Müslüman toplumun birkaç yüzyıldır yattığı derin uykudan uyanıp yeniden güçlenerek Avrupa değerlerini aşındıracaklarına, Batı medeniyetini yok ederek İslami bir düzen kuracaklarına yönelik tarihsel korkuları, onların bilinç altlarındaki İslam düşmanlığını açığa çıkarmaktadır. Çünkü Hristiyan Batıya göre ilk dönemlerinden beri Müslümanların fetihçi anlayışının arka planındaki asıl motivasyon kaynağı, İslam’ın çok güçlü tek tanrı inanışıyla siyasal hakimiyet tasavvuru arasında kurdukları ilişkidir. Müslümanların siyasal iktidarlarıyla birlikte bilim, felsefe, sanat ve düşünce odaklı yeni bir medeniyet kurmaları sosyo-kültürel bir tehdit olarak algılanmış ve teolojik önyargılar bu durumun oluşumunda belirleyici rol üstlenmiştir. Bu yüzden İslamofobi’nin teolojik kökenleri üzerine kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiğini; İslamofobi’yi ele alırken temel problemin Doğu-Batı çatışması değil, Hristiyan dünyasının tarihsel bilinçaltının yansıması olan Anti-İslamizm (gerçeğinin/olgusunun) olduğu yönünde toplumsal farkındalığa bu tür çalışmaların katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler:

Theo-political Origins and Current Reflections Of Islamophobia
2023
Yazar:  
Özet:

Islamophobia, which can most clearly be defined as anti-Islamism and hatred, is a current problem that has been studied in detail in many fields from sociology to politics, psychology to international relations, but its theological dimension has mostly been ignored. Therefore, the idea that Islamophobia has a theological dimension at its origin and then transformed into a socio-cultural and industrial form in the historical process is a subject worth examining. The Islamic civilization, which emerged from a relatively ineffective region and tribe in the era in which it emerged, soon challenged Christian Rome. The rapid spread of Islam in the areas dominated by Christianity and its determination to shake the foundations of the Christian faith led Christianity to see Islam as an important rival, and this rivalry continued throughout history. The Christian Western world, which for many years was in conflict with pagan culture, with the Jews, then with itself, and eventually with Islam, brought the religious wars it waged in the Middle Ages to the scientific world with orientalism, and updated and institutionalized anti-Islamism with the concept of Islamophobia. John of Damascus, who formed the first theological foundations of the concept of Islamophobia, created an important line of tension and rupture between Christians and Muslims with his works. John of Damascus, who was active in the 8th century when important debates took place, was the first important figure who caused the Prophet Muhammad (pbuh) and Islam to be perceived negatively during the Middle Ages. The Christian-Islamic debates, which started with John and took shape on polemics, served as a source for many theologians in the following centuries. Islam and Christianity have largely spread in the same geography. Muslims conquered Jerusalem, Spain and Istanbul, which are important for the Christian world, and reached the gates of Vienna to reach Rome, the spiritual centre of the Christian world. The challenges that the Christian era ended with the coming of Islam and that divine salvation is only in Islam constituted the theo-political origin of Islamophobia. That is why, for most of the Middle Ages, Islam was seen as a symbol of mortal danger, and this approach has been maintained until today. One of the main reasons why Christianity has targeted Islam since the early times is their belief that both Christianity and Islam will take over the world from each other. Especially the rapid spread of Islam through conquests and its reach to very distant geographies increased these fears of Christians in the Middle Ages over time. Today, this situation has not changed; on the contrary, Islam has continued to spread despite all the negative propaganda. The historical fears of the Western World that the nearly two billion Muslim community will wake up from a deep sleep of several hundred years, become stronger again, erode European values, destroy Western civilization and establish an Islamic order, reveals the hostility to Islam in their subconscious. For, according to the Christian West, the main source of motivation behind the conquering understanding of Muslims since their early times is the relationship they established between Islam's very strong belief in a single god and the vision of political domination. Muslims' establishment of a new civilization focused on science, philosophy, art and thought, together with their political power, was perceived as a socio-cultural threat, and theological prejudices played a decisive role in the formation of this situation. Therefore, we think that comprehensive studies should be conducted on the theological roots of Islamophobia, and that such studies will contribute to social awareness that the main problem when dealing with Islamophobia is not the East-West conflict, but anti-Islamism (the reality/phenomenon), which is a reflection of the historical subconscious of the Christian world.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler






İlahiyat Akademi Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 133
Atıf : 141
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini