İnsan doğasının evrensel olarak kabul edilebilecek yönleri olabilir ancak bulunduğu kültürün değerlerine ve sosyal öğrenmeye bağlı olarak eşsiz bazı niteliklere, davranış biçimlerine, tutumlara, algıya sahip olması da beklenebilir. Sosyal bilim araştırmalarında deneyimlenen en belirgin ikilemlerinden biri etik ve emik yaklaşımlardır. Özellikle kültürler arası araştırmaların anlamlı kabul edilebilmesi için çalışmanın nasıl yürütülmesi gerektiği hususunda önemli tartışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda, evrensel davranış yasalarının kabul edilmesi (etik yaklaşım) veya farklı kültürlerin benzersiz yönlerine odaklanılması (emik yaklaşım) yönünde farklı görüşler hâkimdir. Batılı ülkelerin sosyal bilimlerde kullanılan ölçeklerin birincil kaynağı olması etik-emik ayrımını daha önemli hale getirmektedir. Özellikle kültürler arası araştırmalara yönelik, ‘eşdeğerlik’ halinin kısmen veya tamamen sağlanmadığı eleştirileri yapılmaktadır. İlgili araştırmalarda etik-emik ayrımına yeterli ölçüde yer verilmediği veya konunun hiç dikkate alınmadığı görülmektedir. Araştırmacının çalışma sonucunu genelleyebilme arzusu ile kolaylığı, genel kabul görüyor oluşu, zaman ve maliyet kısıtları vb. sebeplerden dolayı etik yaklaşımı temel alan sosyal bilim araştırmalarının literatürde çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bu çalışma ile tüketici davranışları alanında sıklıkla kullanılan “tüketici etnosentrizmi” kavramını dikkate alarak, bilimsel araştırmalarda kullanılan araştırma yönteminde etik-emik yaklaşımların ne derecede dikkate alındığı belirlenmeye çalışılmıştır. Bunun için Etnosentrizm Ölçeği (ethnoscale) kullanan, Türkiye’deki pazarlama alanında yayınlanmış 145 makale ve lisansüstü tez incelenmiştir. Araştırma sonuçları yayınların tamamının emik bir perspektife ihtiyaç duymadan doğrudan ölçeğin ödünç alınarak kullanılması şeklinde gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır.
İnsan doğasının evrensel olarak kabul edilebilecek yönleri olabilir ancak bulunduğu kültürün değerlerine ve sosyal öğrenmeye bağlı olarak eşsiz bazı niteliklere, davranış biçimlerine, tutumlara, algıya sahip olması da beklenebilir. Sosyal bilim araştırmalarında deneyimlenen en belirgin ikilemlerinden biri etik ve emik yaklaşımlardır. Özellikle kültürler arası araştırmaların anlamlı kabul edilebilmesi için çalışmanın nasıl yürütülmesi gerektiği hususunda önemli tartışmalar yapılmaktadır. Bu bağlamda, evrensel davranış yasalarının kabul edilmesi (etik yaklaşım) veya farklı kültürlerin benzersiz yönlerine odaklanılması (emik yaklaşım) yönünde farklı görüşler hâkimdir. Batılı ülkelerin sosyal bilimlerde kullanılan ölçeklerin birincil kaynağı olması etik-emik ayrımını daha önemli hale getirmektedir. Özellikle kültürler arası araştırmalara yönelik, ‘eşdeğerlik’ halinin kısmen veya tamamen sağlanmadığı eleştirileri yapılmaktadır. İlgili araştırmalarda etik-emik ayrımına yeterli ölçüde yer verilmediği veya konunun hiç dikkate alınmadığı görülmektedir. Araştırmacının çalışma sonucunu genelleyebilme arzusu ile kolaylığı, genel kabul görüyor oluşu, zaman ve maliyet kısıtları vb. sebeplerden dolayı etik yaklaşımı temel alan sosyal bilim araştırmalarının literatürde çoğunlukta olduğu görülmektedir. Bu çalışma ile tüketici davranışları alanında sıklıkla kullanılan “tüketici etnosentrizmi” kavramını dikkate alarak, bilimsel araştırmalarda kullanılan araştırma yönteminde etik-emik yaklaşımların ne derecede dikkate alındığı belirlenmeye çalışılmıştır. Bunun için Etnosentrizm Ölçeği (ethnoscale) kullanan, Türkiye’deki pazarlama alanında yayınlanmış 145 makale ve lisansüstü tez incelenmiştir. Araştırma sonuçları yayınların tamamının emik bir perspektife ihtiyaç duymadan doğrudan ölçeğin ödünç alınarak kullanılması şeklinde gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır.
Human nature may be universally acceptable aspects, but it can also be expected to have some unique qualities, behavior, attitudes, perceptions, depending on the values of the culture in which it is located and on social learning. One of the most distinct doubts experienced in social science research is ethical and emic approaches. In particular, important discussions are held on how the study should be carried out in order to make intercultural research meaningful. In this context, different opinions are dominated in terms of the adoption of universal laws of behavior (ethical approach) or the focus on the unique aspects of different cultures (emic approach). Being the main source of scales used in social sciences in the Western countries makes ethical and ethical differences more important. Intercultural research, in particular, criticizes that the status of 'equality' is not partially or entirely secured. Related research shows that ethical-ethical differences are not sufficiently included or that the subject is not taken into consideration. The researcher's desire to be able to generalize the outcome of the study with the ease, general acceptance, time and cost limits, etc. Social science research based on ethical approach is mostly founded in literature. With this study taking into account the concept of "consumer ethnosentrism" which is often used in the field of consumer behavior, it has been attempted to determine how much ethical approaches are taken into account in the research method used in scientific research. For this, 145 articles and postgraduate theses published in the field of marketing in Turkey, using Ethnoscale (ethnoscale) have been studied. The research finds that all publications are made in the form of the use of the scale directly by loans without a need for an empty perspective.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|