Günümüzün artan rekabet koşulları altında bir organizasyonun faaliyet gösterdiği alan ne olursa olsun başarıya ulaşmak zorlu bir süreci gerektirir. Organizasyonlar, hedef kitleleri olan müşterileri ve bireyleri, etkilemek ve desteğini almak istemektedirler. Başarıya giden yolda ilk adım hedef kitleyi doğru tanımlamak ve güvenini kazanmaktır. Genel bir çerçeveden, halkla ilişkilerin amaçlarına bakıldığında temel olarak şunlar sayılmaktadır: Hedef kitlenin ihtiyaçlarını belirlemek, kuruluş hakkında kamuoyunda olumlu bir algı ve bilinirlik yaratmak, itibarı yükseltmek, güven ve destek sağlamak. İnsan ilişkileri denilince ilk akla gelen güven kavramı pek çok disiplinde tartışılan ve açıklanmaya çalışılan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü güven bireylerin ve toplumların her türlü kararlarındatemel unsurlardan biri olarak kabul edilmektedir. Halkla ilişkilerde güven, organizasyon ve toplum arasındaki ilişkinin etik kısmını belirleyenkritik unsurdur. Başta müşteriler olmak üzere, bir kurumun tüm paydaşlarına karşı taşıdığı daha kapsamlı bir sorumluluk vardır. Tüm paydaşlara karşı duyulan bu sorumluluk, güven yaratmada da ön plana çıkar. Kurumsal sosyal sorumluluğun yerine getirilmesinde, paydaşların beklentilerine cevap veren ve onlarda kuruma karşı güven oluşturan bir tutum içerisinde olunması gereklidir.
Alan : İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|