Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 4
Olağanüstü Olayların Metafiziği
2023
Dergi:  
Hitit İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

Bir olayın olağanüstü olup olmadığına dair yargılar ne şekilde temellendirilebilir? Olağanüstü olayların mümkün olduğuna inanmak için gerekli metafizik arka plan nedir? Olağanüstü olayların imkanına, metafizik, epistemik ve bilimsel açılardan yaklaşılabilir. Metafizik açıklamalar, olağanüstü olayların doğayı aştığı veya doğadaki düzenli yapıyı ihlal ettiği şeklindedir. Epistemolojik açıklamalar ise, olağanüstü olayların ya doğa hakkında bilgimizin eksikliğine ya da olaylar hakkındaki bilgimizin yetersizliğine atıf yaparak açıklanmasıdır. Bilimsel açıklamalar, gözlem veya deneylerle sabit olmuş ama herhangi bir teori ile henüz açıklanamamış olayları olağanüstü kabul eder. Ben bu makalede metafizik ve epistemolojik açıklamalar üzerine eğiliyorum. Metafizik bir açıklama için üç temel varsayımın kullanıldığını görüyoruz: 1) Doğa adında düzenli bir işleyiş olmalıdır. 2) Doğadaki işleyiş ihlal edilebilir. 3) Zihin ile dünya arasında bir uyumluluk vardır. Bu üç varsayımın çeşitli kombinasyonlarla farklı düşünürler tarafından benimsenmesiyle iki tür metafizik açıklama doğar: doğaüstü olarak olağanüstü ve yeter neden ilkesine başvuru. İlk tür açıklamaya göre, olağanüstü olaylar doğanın ötesinde, doğayı aşan veya doğanın işleyişini ihlal eden olaylardır. Olağanüstü olayları, doğaüstü ile açıklamak için nedensellik ilkesi gibi doğanın dayandığı metafizik zorunlulukların ihlal edilmesine ihtiyaç vardır. Richard Swinburne, Aziz Agustinus, Gazâlî ve Nazif Muhtaroğlu’nun temsil ettiği filozoflar doğanın işleyişinin zorunlu olmadığını ileri sürerek doğaüstü bir olayın gerçekleşmesinin mümkün olduğunu kanıtlamak istemişlerdir. Ancak doğada nedensellik ilkesi gibi metafizik bir zorunluluk yoksa, olağanüstü bir olayın herhangi bir şeyi ihlal etmesi nasıl söz konusu olabilir? Bu soruya, Swinburne ve Aziz Augustinus hem doğada nedensellik ilkesinin etkin olduğu hem de nedenselliğin doğaüstü bir güç olan Tanrı tarafından ihlal edilebileceği cevabını verirler. Gazâlî ve Muhtaroğlu ise doğanın işleyişinde nedenselliğin etkinliğini kabul etmemeyi tercih ederler. Böylece doğadaki tüm etkinlik Tanrı’ya atfedilecek ve olağanüstü olaylar da olağan olaylarla aynı statüde olacaktır. Bu görüşleri birleştiren nokta, nedensellik olsun veya olmasın doğadaki işleyişin zorunlu olmadığı inancıdır. Bu inanca sahip filozoflar, doğa ve doğaüstü anlayışlarını temellendiremedikleri için olağanüstü olayları başarılı bir şekilde açıklayamamışlardır. Dahası, onların soruna yaklaşımlarını analiz ettiğimizde görürüz ki, nedensellik yerine başka bir ilke de ileri sürülmediği için, olağan ile olağanüstü olaylar birbirlerinden ayrılamaz. İkinci tür açıklama ise olağanüstü olayların yeter neden ilkesine başvurarak açıklanmasıdır. Leibniz ve İbn Sînâ’nın temsil ettiği filozoflar, doğada olan her şeyin yeterli bir nedeni olmasını hem metafizik hem epistemolojik olarak zorunlu sayarlar. Onlara göre, yeterli nedeni olmayan hiçbir olay gerçekleşemez. Bu minvalde, olağan olaylar kadar olağanüstü olayların da gerçekleşmesi için yeterli neden olmalıdır. Her iki filozof da olağanüstü olayların, doğada metafizik olarak mümkün olaylardan olduğunu ancak gerçekleşmesi için nedensellik gibi ilkeleri ihlal etmediklerini savunurlar. Bu açıklamaya göre, olağanüstü olaylar doğaüstü değildir. İbn Sina, doğa kavramını metafizik anlamıyla kullanarak, maddenin ötesinde güçlerin de doğada etkin olduğunu savunmuştur. Bu sırada, nedensellik ilkesinin zorunluluğunu korumuştur. Bu sayede, bilinen nedenlerden daha önce bilinmeyen sonuçların çıkması mümkündür. Örneğin insan ruhu, tıpkı kendi bedenine etki ettiği gibi göksel felekler aracılığıyla farklı bedenlere de etki edebilir. Ancak bu etkileşim nedensellik ilkesinin zorunluluğunu ihlal etmez, aksine doğanın zorunlu yapısının keşfi anlamına gelir. Kısacası, Ibn Sînâ ve Leibniz’in metafizik zorunluluk taşıyan nedenselliği koruyarak geliştirdikleri epistemolojik yaklaşımları, olağanüstü olayları incelemeden inkar etmeyi gerektirmediği gibi doğa hakkındaki bilgimizin sınırlarını genişlettiği için olağanüstü olayların imkanına dair daha güçlü bir dayanak sunar.

Anahtar Kelimeler:

Metaphysics Of Extraordinary Events
2023
Yazar:  
Özet:

How can an event be extraordinary? What is the metaphysical background necessary to believe that extraordinary events are possible? The possibility of extraordinary events can be approached from metaphysical, epistemic, and scientific perspectives. Metaphysical explanations are extraordinary events that transcend nature or violate the regular structure in nature. Epistemological explanations, on the other hand, are explanations of extraordinary events by referring either to our lack of knowledge about nature or to our inadequacy of knowledge about events. Scientific explanations recognize phenomena that have been observed or experimented on but have not yet been explained by any theory. In this article, I focus on metaphysical and epistemological explanations. We see that three basic assumptions are used for a metaphysical explanation: 1) There must be an orderly operation called Nature. 2) The process in nature can be violated. 3) There is a compatibility between the mind and the world. With the adoption of these three assumptions by different philosophers in various combinations, two kinds of metaphysical explanations arise: extraordinary as supernatural and extraordinary by appealing to the principle of sufficient reason. According to the first type of explanation, extraordinary events are events caused by what is beyond nature, exceeding nature, or violating the workings of nature. In order to explain extraordinary events with the supernatural, there is a need to violate the metaphysical necessities on which nature is based, such as the principle of causality. An approach represented by philosophers such as St. Augustine, al-Ghazālī, Richard Swinburne, and Nazif Muhtaroğlu claims that it is possible for a supernatural event to occur, claiming that the functioning of nature is not necessary. But if there is no metaphysical necessity in nature such as the principle of causality, how can an extraordinary event violate anything? Both Swinburne and St. Augustine answer this question with the argument that the principle of causality is effective in nature and that principle can be violated by God, a supernatural power. Al-Ghazālī and Muhtaroğlu, on the other hand, prefer not to accept the effectiveness of causality in the functioning of nature. Thus, all activity in nature will be attributed to God, and extraordinary events will gain the same status as ordinary events. The point that unites these views is the belief that the operation in nature is not necessary, with or without causality. Philosophers with this belief could not successfully explain extraordinary events because they could not ground their understanding of nature and the supernatural. Moreover, when we analyze their approach to the problem, we see that ordinary and extraordinary events cannot be separated from each other, since no other principle is put forward to replace the principle of causality. The second type of explanation is the explanation of extraordinary events by applying the principle of sufficient reason. The philosophers represented by Ibn Sînâ and Leibniz consider it necessary both metaphysically and epistemologically that everything in nature needs sufficient reason to come to be. According to them, no event can take place without sufficient cause. In this respect, there must be sufficient reason for extraordinary events to occur as well as ordinary ones. Both philosophers argue that extraordinary events are metaphysically possible events in nature, but their occurrence does not violate principles such as causality. According to this type of explanation, extraordinary events are not supernatural. Ibn Sînâ, using the concept of nature in its metaphysical sense, argued that forces beyond matter are also effective in nature. Meanwhile, he maintained the necessity of the causality principle. In this way, it is possible to have previously unknown results from known causes. For example, the human soul can affect different bodies through celestial realms, just as it affects its own body. However, this interaction does not violate the necessity of the causality principle, on the contrary, it means the discovery of the necessary structure of nature. In short, the epistemological approaches of Leibniz and Ibn Sînâ, which they developed while preserving the metaphysical necessity of causation, do not require denying extraordinary events without examining them, but also offer a stronger basis for the possibility of extraordinary events, as they expand the limits of our knowledge of nature.

Anahtar Kelimeler:

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler




Hitit İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 621
Atıf : 1.689
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini