Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
  Atıf Sayısı 4
 Görüntüleme 62
 İndirme 14
İslam Düşüncesinde Avâm-Havâs Ayrımı
2020
Dergi:  
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi
Yazar:  
Özet:

‘Avâm-havâs ayrımı, felsefî literatürde insanların hakikati anlama seviyelerindeki farklılığını gösteren genel bir ayrımdır. Bu ayrımı Antik Yunan felsefesinde Eflatun'a kadar geri götürülebilmek mümkündür. Eflatun'un felsefi düşüncesini kitaplara yazmaktan çekinmesi, Aristotoles'in ehil olmayanlara ulaşma ihtimaline karşı eserlerinde kapalı ifadeler ve semboller kullanması ‘avâm-havâs ayrımının bir neticesidir. İslam düşüncesinde ise bu ayrım, Kur'ân'da bahsedilen hikmet, güzel öğüt ve mücadele şeklindeki üç hitap tarzı ve peygamberin bu hitap tarzlarına göre insanlara tebliğde bulunması ile ilişkilendirilerek işlenmiştir. Bu çalışmadaki amaç, hakikatin her seviyedeki insana nasıl aktarılması gerektiğini İslam filozof ve düşünürlerinin ‘avâm-havâs ayrımına dair değerlendirmeleri üzerinden ortaya koymaktır. Çalışma içerisinde; İslam filozof ve düşünürlerini ‘avâm-havâs ayrımına götüren sebeplerin ne olduğu; onların bu ayrımın gerekliliğini hangi argümanlar üzerinden açıkladıkları; ‘avâm-havâs ayrımının neden önemli olduğu sorularına da cevap bulunmaya çalışılacaktır. Kavramlara yüklenen anlamların önemine binaen ilk olarak ‘avâm ve havâs kavramlarının sözlük ve ıstılâhî manalarına yer verilmiştir. Halk, sıradan insanlar ve halkın aşağı tabakasını ifade etmek üzere kullanılan ‘avâm, taklide dayalı bir yaşam ve inanç sistemini benimsemiş olan, hayatın hakikatine vakıf olamayan bilgisiz toplumu niteleyici bir terimdir. Seçkinler, ileri gelenler diye tanımlanan havâs ise hakikati kavrama gayretinde olan, yaşamını ve inancını bilgiye dayandıran ve yaptıklarının şuurunda olan aydın zümresini temsil etmektedir. Kelime ve ıstılâhî anlamdan sonra bu ayrımın tarihsel arka planına değinilmiştir. Ardından doğrudan bu ayrımı ele alan İslam filozof ve düşünürlerinin görüşleri temel eserlerine başvurularak incelenmiştir. Bunlar Fârâbî, İhvân-Safâ, İbn Sînâ, Râgıb el-İsfahânî, Gazzâlî, İbn Tufeyl, İbn Rüşd, İbnü'n-Nefîs'tir. Fârâbî'nin siyaset felsefesine ilişkin düşüncelerini serdettiği eserlerinde ‘avâm-havâs ayrımını açık bir şekilde görmek mümkündür. O, erdemli şehrin iki gruba ayrıldığını, hakikati kavramaları için kullanılacak yöntemlerin farklılığını ve mutluluğa değişik şekillerde ulaşacaklarını dile getirmek suretiyle bu ayrımı ele almaktadır. İhvân-ı Safâ ise insanların farklı gruplardan oluştuğunu zikrederek ‘avâm-havâs ayrımına gitmekte ve ilimleri de buna göre tasnif etmektedir. Bunun yanı sıra onlar, Peygamberlerin de Allah'ın kelamını insanlara aktarırken bahsi geçen ayrıma dikkat ettikleri söylemektedirler. Yine İhvân-ı Safâ'nın bu ayrımı, zâhir-batın ayrımı ile ilişkilendirdiği de görülmektedir. İbn Sînâ'nın peygamberlik ve mead anlayışı bu ayrımı net bir şekilde olarak ortaya koymaktadır. Filozof, hakikati anlatmada tedriciliğin tercih edilmesi gerektiğini düşünmektedir. Gazzâlî, ‘avâmın da kendi seviyelerine uygun olmayan ilimleri talep etmemeleri gerektiğini ve ‘avâma düşenin işi ehline teslim etmek olduğunu söylemektedir. İslam düşüncesi içerisinde hem hikmet bilgisi hem de dini bilginin zahirî ve bâtınî şeklinde iki yönlülük arz ettiği ve bâtınî yönünü öğrenmenin yalnızca havâs için gerekli olduğu fikrinin hâkim olduğundan söz edilebilir. Genel olarak ‘avâm-havâs ayrımıyla yanlış kişilere aktarılan bilgilerle ortaya çıkacak olan yanlış anlaşılmanın önüne geçilmesi ve ehil olmayan kişilerce hakikatin ziyan edilmesinin önlenmesi hedeflemektedir. İslam düşünürlerinin çoğunluğu ‘avâmı tahayyül ehli, havası ise tasavvur ehli olarak da isimlendirmektedir. Dinî ve felsefî hakikatler anlatılırken de bu yöntemlerin dikkate alınması gerektiğini düşünmektedirler. Ayrıca onlar, peygamberin topluma hitap tarzının mükemmelliğini de vurgulamaktadır. Peygamberlerin dinî hakikatleri anlatmak üzere kullandıkları semboller, benzetmeler ya da filozofların bazı hakikatleri anlatmak için tercih ettikleri metaforlar veya sembolik hikayeler ‘avâm-havâs ayrımının bir ürünü olarak görülebilir. İbn Tufeyl'in Hayy örneğinde görüldüğü üzere ‘avâma hakikatin açık bir şekilde anlatılması onların doğru yoldan sapmasına neden olabilmektedir. Bu sebeple de anlayış seviyelerine göre insanlara hakikatin anlatılması gerekmektedir. Bu ayrıma dair İslam düşünürlerinin fikirlerinin, zaman ve mekanlar değişse de insanların farklı istidatlara sahip olduğu ve anlayış seviyelerinin aynı olmadığı gerçeği açısından önemini koruduğunu söylemek mümkündür. Dolayısıyla İslam düşünürlerinin işaret ettikleri sakıncalar da göstermektedir ki hakikati insanlara aktarma çabasının tam olarak amacına ulaşabilmesi için bu ayrımın önemli olduğu düşünülmektedir.

Anahtar Kelimeler:

İslam Düşüncesinde Avâm-Havâs Ayrımı
2020
Yazar:  
Özet:

Atıf Yapanlar
Dikkat!
Yayınların atıflarını görmek için Sobiad'a Üye Bir Üniversite Ağından erişim sağlamalısınız. Kurumuzun Sobiad'a üye olması için Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı ile iletişim kurabilirsiniz.
Kampüs Dışı Erişim
Eğer Sobiad Abonesi bir kuruma bağlıysanız kurum dışı erişim için Giriş Yap Panelini kullanabilirsiniz. Kurumsal E-Mail adresiniz ile kolayca üye olup giriş yapabilirsiniz.
Benzer Makaleler










Cumhuriyet İlahiyat Dergisi

Alan :   İlahiyat

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 1.205
Atıf : 2.557
Cumhuriyet İlahiyat Dergisi