Kullanım Kılavuzu
Neden sadece 3 sonuç görüntüleyebiliyorum?
Sadece üye olan kurumların ağından bağlandığınız da tüm sonuçları görüntüleyebilirsiniz. Üye olmayan kurumlar için kurum yetkililerinin başvurması durumunda 1 aylık ücretsiz deneme sürümü açmaktayız.
Benim olmayan çok sonuç geliyor?
Birçok kaynakça da atıflar "Soyad, İ" olarak gösterildiği için özellikle Soyad ve isminin baş harfi aynı olan akademisyenlerin atıfları zaman zaman karışabilmektedir. Bu sorun tüm dünyadaki atıf dizinlerinin sıkça karşılaştığı bir sorundur.
Sadece ilgili makaleme yapılan atıfları nasıl görebilirim?
Makalenizin ismini arattıktan sonra detaylar kısmına bastığınız anda seçtiğiniz makaleye yapılan atıfları görebilirsiniz.
 Görüntüleme 71
 İndirme 24
Anadolu Barışı Bağlamında Samsun Bombardımanı
2020
Dergi:  
Belgi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Milli Mücadele’nin önemli bir dönüm noktası kabul edilen Sakarya Savaşı’nda elde edilen zafer askeri, siyasi ve moral üstünlüğünün Türk tarafına geçmesini mümkün kılmıştır. Türk ordusu, Sakarya zaferiyle Yunan ilerleyişini Anadolu’da durdurmayı başarsa da tam manasıyla Anadolu topraklarından Yunan gücünü çıkaracak güce o günün şartlarında sahip bulunmadığı için askeri hazırlıklarını da devam ettirmiştir. Sakarya’da elde edilen zaferden, Büyük Taarruz Savaşı’nın başlamasına kadar geçen (13 Eylül 1921’den 26 Ağustos 1922) yaklaşık on bir aylık süre zarfında bir taraftan askeri eksikliklerini gideren Türk tarafı bir taraftan da diplomasiyi elden bırakmayarak, Anadolu’da bir barış yapılacağına yönelik söylemlere duyarsız kalmamıştır. Sakarya Savaşı’ndan yenik çıkan Yunan ordusunun geri çekilmesi, Anadolu meselesinin silahla bitirilemeyeceğini teyit edince Yunan ordusunun arkasındaki destekçisi İngilizler barış çabalarına 1922’nin ortasından önce hız vermiştir. Bu kapsamda hem Avrupa hem de Türk kamuoyunu belli bir süre meşgul eden İngilizler, 22 Mart 1922’de İtilaf Devletleri Dışişleri Bakanlarını Paris’te bir araya getirmiştir. Paris Konferansı’nda çıkan mütareke teklifini milli emeller açısından uygun değerlendirmeyen Ankara hükümeti, barış müzakerelerinin başlaması için öncelikli olarak Anadolu’nun tahliye edilmesini şart koşmuştur. Böylece Ankara hükümeti Mîsâk-ı Millî şartlarını taşımayan bir barışa razı olmadığını açık bir biçimde dünya kamuoyuna göstermiştir. Bununla birlikte İzmit’te bir konferans yapılmasını önererek müzakere kapılarını tam manasıyla kapatmayan Ankara hükümeti, her türlü ihtimale karşı askeri hazırlıklarını da sürdürmüştür. İzmit’te bir konferans düzenlenmesi teklifi aslında, dünya kamuoyu nezdinde, Ankara hükümetinin barış karşıtı görünmediğini ispat etmiştir. Ankara hükümeti, İtilaf Devletlerinin barış teklifine verdiği bu hamle ile kendisini dünyaya barış karşıtı göstermeye çalışan İngiltere’nin planını bozmuştur. Bu kez farklı bir adım atan İngiltere, Ege’de Yunanlıların Müslümanlara yaptığı zulümleri görmezden gelerek bölgede Müslümanların Hristiyanlara zulmettiğine yönelik iddialar öne sürmüş ve bu iddiaların incelenmesi için Anadolu’ya bir heyet göndermek istemiştir. Böyle bir tutum içerisine giren İngiltere, dünya kamuoyu önünde Türklerin sözde zulümlerini öne çıkarmak suretiyle Türkler lehine işleyen sürecin yönünü değiştirmeyi hedeflemiştir. Haziran 1922’ye gelindiğinde ise Paris Konferansı sonrası Türk tarafı ile karşılıklı notalardan bir sonuç çıkmayacağı anlaşılmış ve adeta fırtına öncesi sessizlik İngiltere’nin desteklediği Yunan donanmasının Samsun’da harekete geçmesiyle bozulmuştur. Böylece diplomasi yoluyla çözülmesi beklenen Anadolu barışına önemli bir darbe indiren Yunanlılar, Ankara hükümetine baskı oluşturmayı hedefleyerek siyasi amaçla harekete geçmiş ve yine Müslümanların Hristiyanlara zulmettikleri iddialarına geçerlilik kazandırmak istemiştir. Bu çalışma, Sakarya Savaşı’ndan sonra Müttefik devletlerin sık sık dile getirdiği Anadolu barışı (Şark Salâhı) söylemeleri gölgesinde, İngiltere’nin desteklediği Yunan filosunun Samsun’da gerçekleştirdiği bombardımana odaklanmaktadır. Çalışma, Sakarya’dan Büyük Taarruz Savaşı’na kadar geçen yaklaşık bir yıllık süre içerisinde özellikle de İngilizlerin Anadolu barışı söylemlerine vurgu yaptığı bir dönemde, eyleminden haberdar bulunduğu Yunan donanmasının Samsun şehrini bombardımanına göz yummasına ilişkin Türkiye’ye yönelik iki yönlü politika değişiminin tespitini amaçlamaktadır. Bu amaç çerçevesinde araştırmanın verilerini Devlet Arşivleri’nden elde edilen belgeler, TBMM ve İngiliz Avam Kamarası Zabıtları’nda konuyla ilgili söylemler, doküman incelemesi yoluyla İstanbul ve Ankara basınında yer alan haberler ile bu haberlerle alakalı başyazarların değerlendirmeleri ve literatürdeki temel eserler oluşturmaktadır. Sonuçta anlaşılmaktadır ki, sadece Türk basını değil İngiliz Avam Kamarası’nda da Samsun bombardımanı, Anadolu barışına ket vuracak bir eylem biçiminde zikredilmiş ve aynı zamanda Yunan filosunun arkasında güç konumunda yer alan İngiltere de çeşitli söylemlerle eleştirilmiştir. Çalışma, Milli Mücadele dönemine ait özel bir devri ele almasıyla ilgili yazında benzerlerinden ayrılmaktadır.  

Anahtar Kelimeler:

The Samsung Bombardment Of The Anadolu
2020
Dergi:  
Belgi Dergisi
Yazar:  
Özet:

The victory achieved in the Sakarya War, which was considered an important turning point of the national struggle, has made it possible for the military, political and moral superiority to pass on the Turkish side. The Turkish army, with the victory of Sakarya, managed to stop Greek progress in Anatolia, but continued military preparations because it had no power to extract Greek power from the territory of Anatolia in the conditions of that day. From the victory achieved in Sakarya until the beginning of the Great Taarruz War (13 September 1921 to 26 August 1922) for about one-month period, the Turkish side, on the one hand leaving its military shortcomings, on the other hand, without abandoning diplomacy, has not remained sensitive to the statements that a peace will be made in Anatolia. When the withdrawal of the Greek army, which was defeated from the Sakarya War, confirmed that the Anadolu issue could not be ended with weapons, the supporters behind the Greek army accelerated the British efforts for peace before the mid-1922. In this context, both the British and the Turkish public, who were busy for a certain period of time, gathered the foreign ministers of the opposition states in Paris on 22 March 1922. The Ankara government, which did not assess the proposal for the Paris Conference as appropriate in terms of national affairs, required the evacuation of Anadolu to begin peace talks in the first place. Thus, the Ankara government has clearly shown that it is not satisfied with a peace that does not carry the Misaq's national conditions. However, the Ankara government, which did not close the doors to negotiations by proposing a conference in Izmit, continued military preparations against any possibility. The proposal to hold a conference in Izmit has actually shown to the world’s public that the Ankara government does not seem anti-peace. The Ankara government has disrupted the plan of Britain to show itself anti-peace to the world with this move that the opposition states have made to the peace proposal. This time, Britain made a different step, ignoring the persecution of the Greeks against Muslims in the Egean region, suggested claims that Muslims in the region have persecution of Christians and wanted to send a delegation to Anadolu to investigate these claims. Britain, entering such a attitude, has aimed to change the direction of the process that works in favor of the Turks by promoting the so-called persecution of the Turks in front of the world public. When it came to June 1922, it was understood that there would be no result from mutual notes with the Turkish side after the Paris Conference, and the silence before the storm was disrupted by the action of the Greek Navy supported by Britain in Samsun. Thus, the Greeks, who made a significant blow to the Anatolian peace, which is expected to be resolved through diplomacy, took action for political purposes with the aim of pressing the Ankara government, and again wanted to validate the claims that Muslims persecuted the Christians. This study focuses on the bombardment of the Greek fleet supported by Britain in Samsun, in the shadow of the Anatolian peace (Sang Salahi), which the Allies often expressed after the Sakarya War. The study aims to identify the two-way policy change towards Turkey in the course of a year from Sakarya to the Great Taarruz War, especially in a period in which the British emphasized the Anatolian peace talks, where the Greek Navy was aware of its action. In the framework of this purpose, the data of the research is obtained from the State Archives, the statements on the subject in the TBMM and the British Avam Chamber of Deputies, the news in the press of Istanbul and Ankara through the document review and the assessments of the main writers related to these news and the basic works in literature. After all, it is clear that not only in the Turkish press, but also in the British Avam Chamber, the Samsun bombing was mentioned in the form of an action that would hit the Anadolu peace, and also in the power position behind the Greek fleet, Britain was criticized by various statements. The study is separated from the same in the summer concerning the dealing with a special period of the National Struggle Period.

Anahtar Kelimeler:

0
2020
Dergi:  
Belgi Dergisi
Yazar:  
Özet:

Milli Mücadele’nin önemli bir dönüm noktası kabul edilen Sakarya Savaşı’nda elde edilen zafer; askeri, siyasi ve moral üstünlüğünün Türk tarafına geçmesini mümkün kılmıştır. Türk ordusu, Sakarya zaferiyle Yunan ilerleyişini Anadolu’da durdurmayı başarsa da tam manasıyla Anadolu topraklarından Yunan gücünü çıkaracak güce o günün şartlarında sahip bulunmadığı için askeri hazırlıklarını da devam ettirmiştir. Sakarya’da elde edilen zaferden, Büyük Taarruz Savaşı’nın başlamasına kadar geçen (13 Eylül 1921’den 26 Ağustos 1922) yaklaşık on bir aylık süre zarfında bir taraftan askeri eksikliklerini gideren Türk tarafı bir taraftan da diplomasiyi elden bırakmayarak, Anadolu’da bir barış yapılacağına yönelik söylemlere duyarsız kalmamıştır. Sakarya Savaşı’ndan yenik çıkan Yunan ordusunun geri çekilmesi, Anadolu meselesinin silahla bitirilemeyeceğini teyit edince Yunan ordusunun arkasındaki destekçisi İngilizler barış çabalarına 1922’nin ortasından önce hız vermiştir. Bu kapsamda hem Avrupa hem de Türk kamuoyunu belli bir süre meşgul eden İngilizler, 22 Mart 1922’de İtilaf Devletleri Dışişleri Bakanlarını Paris’te bir araya getirmiştir. Paris Konferansı’nda çıkan mütareke teklifini milli emeller açısından uygun değerlendirmeyen Ankara hükümeti, barış müzakerelerinin başlaması için öncelikli olarak Anadolu’nun tahliye edilmesini şart koşmuştur. Böylece Ankara hükümeti Mîsâk-ı Millî şartlarını taşımayan bir barışa razı olmadığını açık bir biçimde dünya kamuoyuna göstermiştir. Bununla birlikte İzmit’te bir konferans yapılmasını önererek müzakere kapılarını tam manasıyla kapatmayan Ankara hükümeti, her türlü ihtimale karşı askeri hazırlıklarını da sürdürmüştür. İzmit’te bir konferans düzenlenmesi teklifi aslında, dünya kamuoyu nezdinde, Ankara hükümetinin barış karşıtı görünmediğini ispat etmiştir. Ankara hükümeti, İtilaf Devletlerinin barış teklifine verdiği bu hamle ile kendisini dünyaya barış karşıtı göstermeye çalışan İngiltere’nin planını bozmuştur. Bu kez farklı bir adım atan İngiltere, Ege’de Yunanlıların Müslümanlara yaptığı zulümleri görmezden gelerek; bölgede Müslümanların Hristiyanlara zulmettiğine yönelik iddialar öne sürmüş ve bu iddiaların incelenmesi için Anadolu’ya bir heyet göndermek istemiştir. Böyle bir tutum içerisine giren İngiltere, dünya kamuoyu önünde Türklerin sözde zulümlerini öne çıkarmak suretiyle Türkler lehine işleyen sürecin yönünü değiştirmeyi hedeflemiştir. Haziran 1922’ye gelindiğinde ise Paris Konferansı sonrası Türk tarafı ile karşılıklı notalardan bir sonuç çıkmayacağı anlaşılmış ve adeta fırtına öncesi sessizlik İngiltere’nin desteklediği Yunan donanmasının Samsun’da harekete geçmesiyle bozulmuştur. Böylece diplomasi yoluyla çözülmesi beklenen Anadolu barışına önemli bir darbe indiren Yunanlılar, Ankara hükümetine baskı oluşturmayı hedefleyerek siyasi amaçla harekete geçmiş ve yine Müslümanların Hristiyanlara zulmettikleri iddialarına geçerlilik kazandırmak istemiştir. Bu çalışma, Sakarya Savaşı’ndan sonra Müttefik devletlerin sık sık dile getirdiği Anadolu barışı (Şark Salâhı) söylemeleri gölgesinde, İngiltere’nin desteklediği Yunan filosunun Samsun’da gerçekleştirdiği bombardımana odaklanmaktadır. Çalışma, Sakarya’dan Büyük Taarruz Savaşı’na kadar geçen yaklaşık bir yıllık süre içerisinde özellikle de İngilizlerin Anadolu barışı söylemlerine vurgu yaptığı bir dönemde, eyleminden haberdar bulunduğu Yunan donanmasının Samsun şehrini bombardımanına göz yummasına ilişkin Türkiye’ye yönelik iki yönlü politika değişiminin tespitini amaçlamaktadır. Bu amaç çerçevesinde araştırmanın verilerini Devlet Arşivleri’nden elde edilen belgeler, TBMM ve İngiliz Avam Kamarası Zabıtları’nda konuyla ilgili söylemler, doküman incelemesi yoluyla İstanbul ve Ankara basınında yer alan haberler ile bu haberlerle alakalı başyazarların değerlendirmeleri ve literatürdeki temel eserler oluşturmaktadır. Sonuçta anlaşılmaktadır ki, sadece Türk basını değil İngiliz Avam Kamarası’nda da Samsun bombardımanı, Anadolu barışına ket vuracak bir eylem biçiminde zikredilmiş ve aynı zamanda Yunan filosunun arkasında güç konumunda yer alan İngiltere de çeşitli söylemlerle eleştirilmiştir. Çalışma, Milli Mücadele dönemine ait özel bir devri ele almasıyla ilgili yazında benzerlerinden ayrılmaktadır.  

Atıf Yapanlar
Bilgi: Bu yayına herhangi bir atıf yapılmamıştır.
Benzer Makaleler




Belgi Dergisi

Alan :   Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler

Dergi Türü :   Uluslararası

Metrikler
Makale : 314
Atıf : 541
© 2015-2024 Sobiad Atıf Dizini