Otto e Mezzo, Andrei Rublev, Synecdoche, New York filmleri ilk bakışta çok farklı filmler gibi görünseler de üç filmi birbirine bağlayan önemli bir ortak nokta vardır: Yaratma krizindeki sanatçının krizinin, gerçeğin sanatsal yaratımına dair estetik bir çıkmazdan kaynaklanması. Üç film de yönetmenleri olan Federico Fellini, Andrei Tarkovski ve Charlie Kaufman’ın gerçeğe yaklaşımlarının yoğun öznelliğini taşır. Çalışma kapsamında, estetik teorisini çıkış noktası olarak alacağımız Oscar Wilde, sanatın yalnızca kendini ifade ettiğini söylemiş ve sanatın hayatı taklit etmesinden daha çok hayatın sanatı taklit ettiğini iddia etmiştir. Sinema da tarih perdesine ilk çıktığı andan itibaren gerçekliğe dair başlı başına bir tartışma alanı oluşturmuştur. Ele alınacak üç film, gerçekliğe karşı farklı yaklaşımları ortaya koyar. Çalışmanın kapsamı ve iddiası, sinemayı bir sanat disiplini olarak kabul ettikten sonra Oscar Wilde’ın görüşlerinden yola çıkarak filmleri, yaratma krizindeki sanatçı karakteri ve yaratıcısı olan yönetmenlerinin yaklaşımlarını filmleri üzerinden inceleyerek, biçimsel ve içerik düzeyinde, sanatın gerçeğin sinemasal yeniden yaratımının olanaklılığını ya da olanaksızlığını sanatta sinemasal anlatım olarak tartışmaktır. Otto e Mezzo ve Andrei Rublev filmlerinde sanatçının, yaratma krizini aşması, sanatın dışsal değil içsel bir özü olduğunu kabul etmesi ile mümkün olur. Synecdoche, New York’ta ise bunu kabul edemeyen sanatçı kendi eserinin içinde kaybolur fakat yaratıcısı olan yönetmeni Kaufman, eseri yaratarak krizi aşar ve gerçeğin, gerçek-ötesi yorumunu sunan bir film çeker. Oscar Wilde’ın estetik teorilerinden de yola çıkarak, üç filmin karşılaştırılmasından varılan sonuca göre, sanat eseri kendi gerçekliğini oluştururken dışsal gerçekten bağımsızdır ve bunu yaparken de kendi hakikatini yaratır.
Although Otto e Mezzo, Andrei Rublev, Synecdoche, New York movies appear to be very different films at first glance, there is an important common point that connects three films: the crisis of the artist in the creative crisis, the result of an aesthetic outcome of the artistic creation of the truth. The three films also feature the intense subjectivity of Federico Fellini, Andrei Tarkovski and Charlie Kaufman’s approaches to reality. As part of the study, Oscar Wilde, who will take the theory of aesthetics as a starting point, said that art merely expresses itself, and claimed that life more imitates art than art imitates life. From the moment the cinema first came into history, it has created a sphere of debate on reality. Three films to be taken on show different approaches to reality. The scope and claim of the study is to discuss the possibility or impossibility of the film re-creation of the truth as a art discipline, by studying the films, the artistic character and the approaches of the directors who are the creator in the creation crisis through the films, on the formal and content level, the possibility or impossibility of the film re-creation of the truth as a film narration in the art. In the films of Otto e Mezzo and Andrei Rublev, it is possible by the artist to overcome the creation crisis, accepting that art is not an external, but an inner essence. In Synecdoche, New York, the artist who can’t accept it disappears in his own work, but the creator of the film, the director Kaufman, creates the work, overcome the crisis and captures a film that offers the explanation of the truth, the real and the non-real. Based on Oscar Wilde’s aesthetic theories, according to the conclusion from the comparison of three films, the artwork is indeed independent while creating its own reality, and creating its own truth while doing so.
Alan : Güzel Sanatlar; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|