Hazar Denizi, altında bulunan petrol ve doğalgaz kaynakları ile mevcut stratejik konumundan dolayı hem küresel hem de bölgesel güçlerin ilgisine odak teşkil eden jeopolitik bir önem arz etmektedir. 1991’den önce sadece Sovyetler Birliği ile İran’ın kontrolünde bulunan Hazar Denizi, 1991’de Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın da kıyıdaş olmasıyla beş devletin ortak kullanımına açıldığından burada güç mücadeleleri yaşanmaya başlamıştır. Güç mücadelelerin başlamasıyla birlikte Hazar Denizi’nin paylaşım sorunu da ortaya çıkmıştır. Hukuki statüsü ve ne şekilde bölüneceği belirlenemediğinden Hazar Denizi’nin paylaşım sorunu 2018’e kadar devam etmiştir. 2018 yılına kadar özellikle hukuki statüsünün belirlenememesi, Hazar Denizi’ndeki mevcut enerji kaynaklarına yeterli şekilde ulaşılıp uluslararası pazarlara arzının istenilen şekilde sağlanmasına engel teşkil etmiştir. 2018’de ise kıyıdaş beş devlet tarafından Hazar Denizi Sözleşmesi imzalanarak denizin hukuki statüsü belirlenmiştir. Bu makalede, bölge devletlerinin tezleri de göz önüne alınarak Hazar Denizi’nin uluslararası hukuk çerçevesinde göl mü, deniz mi yoksa özel bir su havzası mı olduğu değerlendirilecek ve 2018’de imzalanan Hazar Denizi’nin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme incelenecektir.
The Hazard Sea has a geopolitical importance that focuses on the interests of both global and regional powers due to its underlying oil and natural gas resources and its current strategic position. The Khazarian Sea, which was only under the control of the Soviet Union and Iran before 1991, after the dissolution of the Soviet Union in 1991, was open to joint use by five states, with Azerbaijan, Kazakhstan and Turkmenistan being coastal. As the power struggles began, the problem of the share of the Khazarian Sea also emerged. Since its legal status and how it will be divided, the share issue of the Hazard Sea has continued until 2018. Uncertainty of its legal status until 2018, in particular, has prevented sufficient access to the existing energy resources in the Khazarian Sea and the supply to the international markets as desired. In 2018, the Khazarian Sea Convention was signed by five coastal states and the legal status of the sea was determined. In this article, taking into account the theses of the regional states, it will be assessed whether the Hazard Sea is a lake, a sea or a private water pool within the framework of international law, and the Convention on the Legal Status of the Hazard Sea, signed in 2018, will be examined.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|