Görüntüleme
11
İndirme
7
Karl Marx ve Emile Durkheim ile beraber modern sosyolojinin üç kurucu babasından biri olarak kabul edilen Max Weber, ayrıca Hukuk Sosyolojisinin de kurucusu olarak kabul edilmektedir. Modern toplumu anlamak ve açıklamak için genel sosyoloji kuramının odağına rasyonalite kavramını/olgusunu yerleştiren Weber, modern toplumda hukuku da öncelikle rasyonel bir sosyal kurum olarak ele almıştır. Hukuk normlarının ve dolayısıyla hukuk olgusunun ortaya çıkışını toplumsal davranış üzerinden açıklayan Weber’e göre hukuk en temelde toplumsal bir kurum olup toplumun varlığına koşut olarak var olagelmiştir. Bu nedenle hukuk, modern topluma özgü olmadığı gibi, modern toplum öncesi ve dışı toplumlarda hukukun rasyonel niteliklerinin bulunmadığı da söylenemez. Ancak modern rasyonel hukuk sistemi ve anlayışı öncelikli olarak çağımıza özgü rasyonel kapitalizmin, rasyonel uzmanlık eğitiminin ve rasyonel bürokrasinin etkisiyle ortaya çıkmıştır. Weber’in, hukukun rasyonelleşmesine ilişkin kuramını, Auguste Comte'un üç hâl kanunu olarak adlandırılan toplumsal evrim kuramını hatırlatır tarzda tarihi bakımdan çizgisel biçimde ortaya koyduğu söylenebilir. Fakat bu çizgisel evrim esas olarak insanlığın tümü için değil, modern Batı toplumu için geçerlidir. Nitekim -özellikle kutsal hukuk sistemleri olmak üzere- diğer hukuk sistemlerinde yetkin bir rasyonelleşme süreci yaşanmamış, hatta irrasyonelleşme süreci söz konusu olmuştur. Batı toplumlarında ise, seküler niteliği baskın Roma Hukukunun, yaşadığı toplumun kurallarına -bilhassa ekonomik konularda- uyarlanma kabiliyetiyle öne çıkan Yahudi Hukukunun ve Sezar’ın hakkını Sezar’a veren anlayışıyla Kilise Hukukunun ortaklaşa etkisiyle, hukuk sistemi, rasyonelleşme sürecini tarihi olarak devam ettirip günümüzün tam anlamıyla rasyonel nitelikli hukuk formuna dönüşmüştür.
Max Weber, known as one of the three founding fathers of modern sociology together with Karl Marx and Emile Durkheim, is also known as the founder of Law Sociology. In order to understand and explain modern society, Weber has placed the rationality concept/argus at the core of the general sociology theory, and in modern society, law has also been first regarded as a rational social institution. According to Weber, which explains the emergence of the norms of law and therefore the fact of law through social behavior, law is essentially a social institution and is established as a condition for the existence of society. Therefore, it cannot be said that, as the law is not specific to the modern society, there are no rational qualities of law in the pre- and non-social societies. But the modern rational law system and its understanding emerged primarily by the influence of our time-specific rational capitalism, rational expertise training and rational bureaucracy. Weber’s theory of the rationalization of law can be said to be presented in a linear manner in a way that reminds Auguste Comte’s theory of social evolution called the Law of the Three Conditions. But this linear evolution applies essentially not to the whole of mankind, but to the modern Western society. Indeed, in other legal systems, especially the sacred legal systems, there has not been a competent process of rationalization, and there has even been a process of irrationalization. In Western societies, with the joint influence of the Church’s Law, the understanding of the Jewish Law and the right of Caesar to Caesar, which stands out with the ability to adjust to the rules of the Roman Law, which has a secular nature, the process of rationalization has continued as a history and has become a form of law that is fully rational in the present day.
Dergi Türü : Ulusal
Makale Detay 
Benzer Makaleler
PDF Görüntüle
Dergi Bilgisi
Eseri Dinleyin
Alıntı Yap
Bu Sayfayı Yazdırın
Paylaş
Mendeley
