Psikanalizde bireyin bilinçaltındaki düşüncelerini açıklayan temel unsurlardan biri olarak kabul edilen rüyalar, edebiyatta önemli bir yere sahiptir. İlkel dönemlerde, rüyaların, Tanrı tarafından gelen kehanet, ilahi bir ses veya ruhun bedeni terk etmesi ve başka âlemlere gitmesi (Yücesoy, 2001: 74-75) olduğuna inanılmıştır. Modern dönemlerde, özellikle Freud ve Jung gibi psikanalistlerin çalışmaları sayesinde, rüyaların sebepleri, yorumlanmaları ve işlevleri insanoğlu için daha açıklayıcı ve kabul edilebilir hale gelmiştir. Edebî metinlerde sıklıkla karşılaştığımız “rüya” motifinin birçok amacı vardır. Rüya motifi, önseme veya ilahi uyarı; içsel yolculuk veya bilinçaltının dışa vurumu ve yazarın mesajlarını okuyucuya aktarmak adına kullandığı estetik bir araç olarak yorumlanır. Psikanalizde, bireyin psikolojik yapısını anlamak için kullanılan “rüya”, edebî metinlerde de eserlerin bağlamsal ve içerik olarak yorumlanmasına yardımcı olur. Bu çalışma, edebi eserlerde sıklıkla kullanılan “rüya” motifini Karşılaştırmalı Edebiyat analizleri çerçevesinde inceler. Bu bağlamda, belirli edebiyat eserlerindeki “rüya” motifleri Sigmund Freud ve Carl Gustav Jung’un rüya üzerine yaptıkları psikanaliz söylemleri doğrultusunda açıklanmıştır. Çalışmanın ilk kısmında, “rüya” ve edebiyatta motif olarak kullanım amaçları açıklanmaktadır. İkinci kısımda, dünya edebiyatlarından örnekler kullanılarak farklı kültürlerdeki rüya motifi karşılaştırılmıştır. Analizleme bölümünü, Nathaniel Hawthrone’un “Doğum Lekesi” (“The Birthmark”) hikayesi, David Herbert Lawrence’ın Tilki (The Fox) novellası, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Aydaki Kadın romanı ve “Rüyalar” öyküsü, Charles Dickens’ın “Bir Noel Şarkısı” (“A Christmas Carol”) hikayesi, Anton Çehov’un “Kunduracı ile İblis” öyküsü ve Halide Edip Adıvar’ın Handan romanı oluşturmaktadır. Bu çalışmada, “rüya” kavramının edebiyatta birçok işlevi olduğu ve farklı kültürlerden birçok yazar tarafından farklı amaçlar için tercih edildiği sonucuna varılmıştır.
Accepted as one of the major elements of psychoanalysis, which explains the subconscious thoughts, dreams have an important place in literature. In ancient times, dreams were oracles deriving from God, a divine voice, or the soul’s journey towards different worlds while the body was sleeping (Yücesoy, 2001: 74-75). In modern periods, due to the studies of psychoanalysts as Sigmund Freud and Carl Gustav Jung, the causes, interpretations, and functions of dreams became more accurate and acceptable. Frequently observed in literary works, as a motif, “dreams” have many aims. Dream motif is foregrounded in stylistic analyses and is interpreted as foreshadowing or God’s warning, inner journey or reflection of subconsciousness, and the aesthetic device used by the writer to convey the messages to the readers. “Dream,” used in psychoanalysis to comprehend an individual’s psychological state, provides the interpretation of texts in terms of cohesion and context. This study examines the “dream” motif in significant literary works in world literature within Comparative Literary Analysis. Within this scope, the “dream” motif in certain literary texts is explained following the psychoanalytical discourse of dreams by Sigmund Freud and Carl Gustav Jung. The first part of the study involves “dream” and its functions in literature. In the second part, the dream motif is comparatively analyzed via samples from the world literature. Nathaniel Hawthrone’s story, “The Birthmark”, David Herbert Lawrence’s novella The Fox, Ahmet Hamdi Tanpınar’s novel Aydaki Kadın (The Woman in the Moon) and short story “Rüyalar” (“Dreams”), Charles Dickens’s story “A Christmas Carol”, Anton Chekhov’s short story “The Shoemaker and the Devil” and Halide Edip Adıvar’s novel Handan constitute the analysis part. The study concludes that “dream” has many functions as a motif and is vastly preferred by writers for various purposes in different cultures.
Alan : Filoloji; Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|