İnsanlar arasında gerçekleşen ve sonu telafi edilmez durumlarla sonuçlanan anlaşmazlıklar kimi zaman birey veya toplum, kimi zaman da devletler arasında gerçekleşmiştir. Bu savaşlar genellikle birtakım menfaatler uğruna gerçekleştiği gibi kimi durumlarda da sömürülerin engellenmesi veya ilahî davetin insanlara ulaşma engellerinin kaldırılması gibi olumlu sonuçlar doğuran sebepler için gerçekleşmiştir. Genellikle barışın zıddı olarak bilinmekle birlikte İslâm hukuku ve diğer hukuk sistemlerinde farklı şekillerde tanımlanmıştır. İslâm hukukunda “kıtal” ve “harb” kavramları yerine Müslüman olmayanlara karşı yapılan savaş anlamında olan “cihad” terimi kullanılmıştır. Amacı ve hedefi hiçbir zaman beldeleri yıkmak, tahrip etmek, gayri Müslimlerim kanlarını dökmek için olmayan cihadın hükmü hususunda ise nefir-i âmm (genel seferberlik) olması durumunda bütün Müslümanlara farz-ı ayn olduğu, bunun dışındaki durumlarda ise savaşa katılmanın farz-ı kifaye olduğu hususunda hukukçular ittifak etmişlerdir. Ayrıca İslam hu-kukuna göre savaşmanın asıl sebebinin ne olduğu, meşru olan savaşlar ve savaşta uyulması gereken hukukî ve ahlâkî kurallar ile tarafların ve kişilerin sahip oldukları hak ve sorumluluklarının neler olduğunu Kur’ân ve Sünnet nasları çerçevesinde en ince ayrın-tısıyla belirlemişlerdir.
Alan : İlahiyat
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|