Kentlerde erişilebilirliğin temel unsuru ulaşım ağı ve arazi kullanım ilişkisidir. Gelişen teknoloji büyük kentlerde ekonomik ve sosyal yaşam biçimlerinin yanısıra, kentiçi ulaşım ağı ilişkilerine bağlı olarak, arazi kullanımda işlevlerin yerseçiminin değişmesinde de etkin role sahiptir. Teknolojinin gelişmesi ile kentiçi ulaşımda, örneğin kentiçi toplu taşıma sistemlerinde olduğu gibi, kullanıcılar açısından olumlu çözümler ortaya konulabilmektedir. Ancak kentiçinde gerçekleşen günlük yolculuklarda özellikle bireysel kullanım aracı olan otomobilin yoğun kullanımı bu konudaki çözümlere en önemli engellerdendir. Günümüzde otomobil sahipliliği gelişmişlik düzeyi göstergelerinden biri olmasına karşılık raylı ve denizyolu toplu taşıma sistemlerinin yeterince gelişmediği veya sistemlerarası bütünleşmenin kurulamadığı günlük kentiçi seyahatlerde lastik tekerlekli araçların (otomobil, otobüs vd.) kullanımı yüksek değerlere çıkmaktadır. Bu durum kentlerin özellikle tarihi kesimlerinde önemli trafik, koruma, gürültü kirliliği, görsel, estetik gibi çevre sorunlarına yol açmakta ve sosyal, kültürel, turizm etkinliklerinin yanısıra farklı amaçlarla spekülatif baskıların yıpranma sürecini hızlandırmasına neden olmaktadır. Bu makalenin konusu yukarıda kısaca özetlenen sorunların yoğun olarak yaşandığı İstanbul Tarihi Yarımada’dır. Makalede günümüzde Tarihi Yarımada’da yeralan, metropoliten alan ve bir kısmı ülke ölçeğinde hizmet sunan kentsel hizmet alanlarının yerseçiminde ulaşım ağının önemi etkileriyle ortaya konulmaktadır. Bu amaç doğrultusunda makalede seçilen kentsel hizmet alanlarında gerçekleştirilen veri toplama ve kurumiçi anketlerinin istatistiksel değerlendirme sonuçlarına dayanılarak bulgular hipotezler ile test edilmekte, ayrıca yaya ve taşıt trafiği yoğunluğunu artıran kentsel hizmet-donatı alanları belirlenmekte ve ulaşımın hizmet-donatı alanlarının yerseçimi açısından öne çıkardığı ölçütler ortaya konulmaktadır. Çalışmada öne çıkan sonuçlardan biri Tarihi Yarımada’da süreç içinde uygulanmış plan kararları, plandışı ulaşım yatırımlarının tarihi kesimde konumlandırılmasıdır. Bu nedenle üst ölçekli kentsel hizmet-donatı alanlarını sınırları içinde barındıran Tarihi Yarımada gün içinde metropoliten alandan üst sıralarda yolculuk çekmektedir. Oysa günümüzün tarihi çekirdeği olan kentlerinin ulaşım ve arazi kullanım planlamasında merkezin prestijine uygun düşmeyen çeşitli altyapı ve teknik birimler, üst kademe yollar ve önemli aktarma odakları tarihi kesimden çıkartılırken, Tarihi Yarımada tam tersi bir sürece maruz bırakılmaktadır. Ayrıca nüfus ve ihtiyaçların artması tarihi dokunun sınırlı parsel boyutları nedeniyle kentsel hizmet-donatı alanlarının yeni alan ihtiyaçlarına yanıt verememektedir. Alan yetersizliği ve hizmet nüfusunun artması bugün servis taşımacılığını kullanan kentsel hizmet-donatı alanlarında çeşitli kurumların desantralizasyonunu gündeme getirmektedir. Bu yöndeki gelişmeler İstanbul’da merkezin prestijini kaybederek karayolu erişimine bağlı yerseçimi riskini artırmaktadır. Çalışmanın sonucunda çözüm olarak “trafik sınırlı kent” modeli önerilmektedir.
Alan : Mimarlık, Planlama ve Tasarım
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|