Bu çalışmanın amacı yükselen piyasalar olarak adlandırılan gelişmekte olan ülkelerde Çevresel Kuznets Eğrisi hipotezinin geçerliliğini sınamak ve buna ilişkin çıkarımlarda bulunmaktır. Bu amaçla başlangıçta IMF tarafından yükselen piyasalar sınıflandırmasına dahil edilen 23 ülkenin 2000-2014 yıllarına ilişkin verilerinden hareketle bir model oluşturulmuş ve bu model panel veri analizi ile test edilmiştir. Ekonomik büyümenin çevresel bozulmaya etkilerinin yanında, yenilenebilir ve fosil enerji kaynak kullanımının da olası etkilerinin ortaya çıkarılması amacıyla bu değişkenler de modele dahil edilmiştir. Ampirik bulgular yükselen piyasalarda, büyüme ile karbon emisyonu, yani çevresel bozulma arasındaki ilişkinin ters-U şeklinde olduğunu ortaya koymuştur. Ekonomik büyüme ile öncelikle çevresel bozulmayı hızlandıran fosil yakıt kullanımı artmakta, gelir seviyesi belirli bir noktaya eriştikten sonra karbon emisyonunu azaltacak teknolojilere yatırım kolaylaşabilmekte, böylece çevre üzerindeki baskı azalabilmektedir. Öte yandan çalışmada tartışılan temel nokta, bu iyileşmeye kadar geçen sürede ortaya çıkan bozulma dikkate alınarak, ekolojik sürdürülebilirliğe dayanan alternatif yaklaşımların gerekliliğidir.
The aim of this study is to test the validity of the Environmental Kuznets Curve Hypothesis in developing countries called emerging markets and to make conclusions about it. For this purpose, a model was initially created based on data from 23 countries that were included in the IMF’s rising market classification for the years 2000-2014, and this model was tested by panel data analysis. In addition to the impacts of economic growth on environmental deterioration, these variables have been included in the model in order to identify the potential effects of the use of renewable and fossil energy sources. Ampyric findings have shown that in rising markets, the relationship between growth and carbon emissions, i.e. environmental disruption, is in the reverse-U form. With economic growth, the use of fossil fuels, which primarily accelerates environmental degradation, is increasing, and when the income level has reached a certain point, it is easier to invest in technologies that will reduce carbon emissions, thus reducing the pressure on the environment. On the other hand, the main point discussed in the study is the need for alternative approaches based on ecological sustainability, taking into account the disruptions that occur during the time of this recovery.
Alan : Eğitim Bilimleri; Güzel Sanatlar; Hukuk; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|