Özet:

1920’li yıllarda Fordist üretim tarzının hareketli montaj hattı ile gerçekleştirdiği kitle üretimi verimlilik adına fabrikalı üretimin ulaştığı en son seviye olarak kabul edilirken, 1920’ler Amerika için kitle üretimi üzerinden yükselen kitle tüketimi ve yarattığı tüketim toplumu olmuştur. Bu toplumun yarattığı değerler dizisi sadece Amerikan toplumu ile sınırlı kalmazken dünyanın birçok ülkesinde birçok tüketim alanı üzerinde egemenliğini kurmuştur. Bu egemenlik hali küreselleşme ile her geçen gün daha da derinleşmektedir. 1980’lerle yükselen teknolojik gelişmeler, hızlı bilgi akışı, muğlaklaşan sınırlar temelinde yükselen küreselleşme ile karşılıklı toplumsal ilişkilerin ve bağımlılığın artması; bir yandan küçülen dünya olgusu gerçekliğinde yerel olanın sınırlarını küresel karşısında yeniden konumlandırıp ön plana çıkarırken, diğer yandan küresel üretim ve tüketim kalıplarının yarattığı formasyon yerel olanın aşınmasını daha da kolaylaştırmıştır. Bu kapsamda çalışma, “Cittaslow” olarak da bilinen “Yavaş Kent” yaklaşımının küresel karşısında yerel unsurları ve yerel potansiyeli ön plana çıkararak yerel kalkınmaya destek sağlayacağı ve yerel yönetişimi de kuvvetlendireceği görüşünü paylaşmaktadır.

Anahtar Kelimeler: