Kırılgan bir ekonomiye sahip olan Türkiye’ nin, ekonomisinin büyümesi ve ekonomik potansiyeli daha etkin hale getirmesi yeni iş imkanlarının sağlanması ile olacaktır. Yeni iş alanlarının oluşabilmesi için girişimcilerin ve bilhassa kadınların girişimcilik faaliyetlerinin teşvik edilmesi gerekmektedir. International Labour Organization, Organisation for Economic Co-operation and Development, United Nations gibi uluslararası kurumlar, bilhassa kadın işgücünün devletlerin istihdamına katılması ve kadın istihdamını güçlendirilmesi için turizm sektörünü bir fırsat alanı olarak tanımlamaktadır. Global olarak ve ülkeler nezdinde, turizm endüstrisinin; kadının işgücünün ülkelerin istihdamına katılmasında fırsat sunabilme potansiyeli, sadece Türkiye de değil tüm dünyada yükselen bir ivme arz etmektedir. Kadın girişimciliğinin ekonomik ve toplumsal hayata önemli yarar ve fırsatlar sunduğu, kadınların kendi ülke ekonomilerini geliştirmede potansiyel girişimcilik faaliyetleri ile önemli bir kaldıraç kuvveti oluşturduğu söylenebilir. Örneğin, Avrupa’da (Avrupa Birliği ve diğer ülkeler), tahminler göstermektedir ki, yaklaşık 16 milyon işverenden, kendi işinde çalışan kadın sayısı 10 milyondan fazladır ve Amerika’da 9.2 milyon insan için istihdam sağlayanların 6.4 milyonu kendi işinde çalışan kadınlardan oluşmaktadır. Böylece kadın patronlar girişimsel ekonominin önemli bir bölümünü temsil etmektedirler. Türkiye’de ise kadın girişimci oranının diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça düşük seviyede kaldığı ve %13 olduğu belirtilmektedir (Delmar, 2003: 14).1980’lerden itibaren hızlı bir gelişme gösteren girişimcilik anlayışı, erkekler kadar kadınların da ilgi alanı içerisine girmiş, onları da bu süreçte iş yaşamının vazgeçilmez aktörleri haline getirmiştir. Özellikle kırılgan bir ekonomiye sahip olan ülkemizde, ekonomiyi büyütmenin, zengin olmanın, kullanılmayan potansiyeli etkin hale getirmenin ve yeni iş sahaları oluşturmanın yolunun kadınların girişimcilik faaliyetlerinin teşvik edilmesinden geçtiği üzerinde önemle durulması gereken bir konudur. Bu bağlamda, kadın girişimcileri destekleyen politika ve programların ön plana çıkartılması ve kadınların da ,ekonomik ve sosyal yaşamdaki potansiyellerini harekete geçirecek gücü kendilerinde görmeleri gerekmektedir.Turizm sektörünün de emek-yoğun özelliği, istihdamı arttırarak işsizliğin önlenmesinde kurtarıcı rol oynamaktadır. Hizmetler sektörü içerisinde yer alan turizm sektöründe 1996-2016 yılları arasında Türkiye de; 2 milyon 210 bin kişi istihdam edilmiştir. Yine geçtiğimiz 1996-2016 yılları arasında turizm sektörünün toplam istihdam içerisinde aldığı pay ise genelde %8 civarında gerçekleşmiştir. Tahminlere göre 2025 yılında turizm sektöründeki toplam istihdam sayısı 2 milyon 817 bin kişiye ulaşacaktır.(Şit,M.,2016,S.101) 2013 yılında Türkiye de turizm endüstrisinde çalışan erkek iş gücünün oranı %70 iken; kadın iş gücünün oranı %30 civarındadır. Turizmde sektöründe istihdam oranları; erkeklerin 2006’da %74,3 iken 2013’de %70,1’e düşmüş, kadınların ise %25,7’den %29,9’a yükselmiştir (Uğuz ve Topbaş 2016:S. 67). Bu artış trendi turizm işletmelerinin yükselen bir pozitif ivme ile kadın çalışan istihdam etmeleri ile açıklana-bilirken, turizm sektöründeki kadın iş gücü ve istihdamı için de önemli bir veridir. (Uğuz ve Topbaş 2016: s. 68). Bu araştırmada; Türkiye’de ki turizm de yer alan kadın girişimciler ve mevcut durumları üzerine literatür çalışması yapılacaktır. Türkiye’de bulunan kadın girişimciler üzerine SWOT Analizi yapılıp, Türkiye’de turizm sektöründe yer alan kadın girişimcilerin karşılaştıkları sorunlar üzerinde durulacaktır.
Field : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Journal Type : Uluslararası
Relevant Articles | Author | # |
---|
Article | Author | # |
---|