Cinsiyet kültürü, bireylerin cinsiyetleri doğrultusunda üstlendiği farklı toplumsal cinsiyet rollerini ifade eder. Toplumların kültürel birikimlerinin bir parçası olan cinsiyet rolleri kültür aktarımında da yadsınamaz bir yere sahiptir. İçinde bulundukları kültür çerçevesinde şekillenen toplumsal cinsiyet rolleri o toplumun gelenekleriyle de doğru orantılıdır. Özellikle sosyolog, psikolog, feminist yazarlar ve kültür bilimcilerin ilgisini çeken toplumsal cinsiyet rolleri toplumların kültürel belleğinde de önemli bir yer oluşturur. Bu rollerin performatifliği ise pek çok araştırmacı tarafından dile getirilir. Bireyin kimliğini ve toplumdaki yerini şekillendiren bu rollerin özellikle kadınlar üzerinde sebep olduğu baskılar edebiyatın ana konuları arasında yer almaktadır. Ömer Seyfettin Eleğimsağma adlı hikâyesinde 10 yaşındaki Ayşe’nin gözünden toplumsal cinsiyet rollerini eleştirir ve kadınların üzerindeki baskıyı resmeder. Virginia Woolf ise Orlando adlı romanında Seyfettin’in Ayşe karakterine benzer bir şekilde cinsiyet değişimi üzerinden toplumsal cinsiyet rollerini ve bu rollerin kadınlar üzerinde kurduğu baskıyı eleştirir. Ayrıca iki eserde bu rollerin performatifliğini gözler önüne sererler. Biri erkek, diğeri ise kadın kaleminden çıkan, sırasıyla Doğu ve Batı kültürünü yansıtan aynı yüzyılda yazılmış bu iki eser incelendiğinde cinsiyet kültürü, toplumsal cinsiyet rolleri ve bu rollerin içerdiği performatifliğe dair pek çok benzerlik olduğu görülür. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı Ömer Seyfettin’in Eleğimsağma hikâyesi ve Virginia Woolf’un Orlando romanını cinsiyet kültürü ve toplumsal cinsiyet rolleri açısından incelemek ve mekândan bağımsız olarak bu rollerin performatifliği, evrenselliği ve özellikle kadınlar üzerinde sebep olduğu baskılar üzerinde durmaktır.
Cinsiyet kültürü, bireylerin cinsiyetleri doğrultusunda üstlendiği farklı toplumsal cinsiyet rollerini ifade eder. Toplumların kültürel birikimlerinin bir parçası olan cinsiyet rolleri kültür aktarımında da yadsınamaz bir yere sahiptir. İçinde bulundukları kültür çerçevesinde şekillenen toplumsal cinsiyet rolleri o toplumun gelenekleriyle de doğru orantılıdır. Özellikle sosyolog, psikolog, feminist yazarlar ve kültür bilimcilerin ilgisini çeken toplumsal cinsiyet rolleri toplumların kültürel belleğinde de önemli bir yer oluşturur. Bu rollerin performatifliği ise pek çok araştırmacı tarafından dile getirilir. Bireyin kimliğini ve toplumdaki yerini şekillendiren bu rollerin özellikle kadınlar üzerinde sebep olduğu baskılar edebiyatın ana konuları arasında yer almaktadır. Ömer Seyfettin Eleğimsağma adlı hikâyesinde 10 yaşındaki Ayşe’nin gözünden toplumsal cinsiyet rollerini eleştirir ve kadınların üzerindeki baskıyı resmeder. Virginia Woolf ise Orlando adlı romanında Seyfettin’in Ayşe karakterine benzer bir şekilde cinsiyet değişimi üzerinden toplumsal cinsiyet rollerini ve bu rollerin kadınlar üzerinde kurduğu baskıyı eleştirir. Ayrıca iki eserde bu rollerin performatifliğini gözler önüne sererler. Biri erkek, diğeri ise kadın kaleminden çıkan, sırasıyla Doğu ve Batı kültürünü yansıtan aynı yüzyılda yazılmış bu iki eser incelendiğinde cinsiyet kültürü, toplumsal cinsiyet rolleri ve bu rollerin içerdiği performatifliğe dair pek çok benzerlik olduğu görülür. Bu bağlamda, bu çalışmanın amacı Ömer Seyfettin’in Eleğimsağma hikâyesi ve Virginia Woolf’un Orlando romanını cinsiyet kültürü ve toplumsal cinsiyet rolleri açısından incelemek ve mekândan bağımsız olarak bu rollerin performatifliği, evrenselliği ve özellikle kadınlar üzerinde sebep olduğu baskılar üzerinde durmaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|