Hukuk ve ceza mahkemesi kararlarının birbirine etkisini tam anlamıyla çözen bir düzenleme Türk hukuk mevzuatında bulunmamaktadır. Mevzuatta sadece bir mahkeme kararının diğer mahkeme nezdinde maddi anlamda kesin hüküm veya kesin delil oluşturmasına, ya da bir mahkemenin diğer mahkemenin görev alanına giren konuda nispi yargılama yetkisini kullanmasına ya da görevli mahkeme kararının bekletici sorun yapılmasına ilişkin münferit maddeler bulunmaktadır. Bu durum yıllardır öğreti görüşleri ve Yargıtay uygulamaları ile giderilmeğe çalışılmıştır. Fakat öğreti görüşleri tartışmalı, Yargıtay uygulamaları ise zaman zaman istikrarsız olduğundan konu bir kez daha, bu defa mukayeseli hukuk bağlamında karşılaştırmalı olarak tarafımızdan incelenmiştir. Kanaatimizce, yüklenen fiilin ispatını, suçun nitelendirilmesini ve sanığın cezai sorumluluğunu etkileyen her husus ceza muhakemesi sürecinde resen araştırılmalıdır. Ceza yargısı dışında kendi usul kanunları çerçevesinde tespit edilmiş hususlar ceza muhakemesinde yalnız hukuki mantık taşımalı veya aksi ispat edilebilir nispi karine teşkil etmelidir. Mevzuat, doktrin ve yargı içtihatlarda olayın maddi vakıalarına ilişkin karinelerin kabul edilmesine karşın, sanığın savunma hakkının sağlanması amacıyla kanuni karinelerin makul ölçülerde uygulanmasından yanayız.
Alan : Filoloji; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|