Artvin şehrinin esaret yılları ile düşman işgalinden kurtuluşu, düşman istilasında kalmış olan diğer vilayetlerimizden farklıdır. Bu durum çok yakın bir dönem olmasına rağmen araştırmacıların dikkatlerinden kaçmaktadır. Çünkü şehirlerin düşman tarafından ele geçirilmeleri ve özgürlüklerine kavuşmaları incelenirken, ilk olarak Mondros Mütarekesinden önce esaret altına girmiş şehirler ve Mondros Mütarekesinden sonra işgal edilmiş şehirler olarak belirlenmelidir. İkinci olarak ise, TBMM’nin desteğiyle birlikte, şehrin kendi halkının düşmana karşı direnerek kurtuluşları ile Türk Ordusu tarafından kurtulan şehirler olarak tasnif yapılmalıdır. Böyle bir ayrışmaya gidildiği zaman Artvin, her ikisinin de dışında kalmaktadır. Nedeni de yaklaşık 42 yıl esaret altında bulunmuş olan Artvinliler, hiçbir zaman anavatan ile olan bağlarını koparmamışlar ve ilk olarak oluşturdukları gönüllü milis güçleriyle birebir Ruslara karşı mücadelede bulunmuşlardır. İkinci olarak bölgeye gelen ve burada Ruslar aleyhine çalışmalarını sürdüren Teşkilat-ı Mahsusa Elemanlarının yanında olanlar olmuştur. Üçüncüsü ise, her şeye rağmen yörede konuşlanmış Türk Ordusuna insan kaynakları da dâhil maddi ve manevi destek verenler vardır. Dahası bunların dışında hem Birinci Dünya Savaşı hem de Kurtuluş Savaşı yıllarında askerlik vakti gelmiş olan evlatlarını askere göndererek hemen hemen Türk Ordusu’nun savaştığı her cephede bulunmuşlar ve bahsedilen bu cepheler de şehit olan Artvinlilerin sayıları, Milli Savunma Bakanlığı kayıtlarına göre 225 kişidir. Araştırmada, 93 Harbi’den (1877-1878 Osmanlı Rus Harbi), 1930 yılında ortaya çıkan ve dünyayı etkileyen kıtlık dönemine kadar, Artvin’in siyasi, sosyal ve ekonomik durumu, elde edilen verilere göre ele alınmış ve görülmüştür ki, Artvinlilerin bunca müşkülata rağmen, Türkiye dışında kalmamak adına, ellerinden gelen her türlü fedakârlığa katlanmışlardır.
The city of Artvin's prison years and the liberation from the enemy's occupation are different from our other provinces that have remained in the enemy's invasion. Although this is a very near time, it is leaving the attention of the researchers. For when it is examined that the cities are captured by the enemy and obtained their freedoms, it must first be identified as the cities that were captured before the Mondros Battle and the cities that were captured after the Mondros Battle. Secondly, with the support of the TBMM, the city must be classified as the cities rescued by the Turkish Army by resisting the enemy of its own people. When such a separation goes, Artvin remains outside of both. The reason was that the Artvins, who have been in prison for
Alan : Eğitim Bilimleri; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|