Kamu alımlarında rekabet ilkesi alım sürecinin eşit, adil, saydam ve yarışmaya elverişli bir ortamda geçmesini ifade etmektedir. Söz konusu sürecin tesisinde rol oynayan önemli faktörlerden biri alım usulleridir. Bu çalışmanın amacı, rekabet ilkesi çerçevesinde Türkiye’deki kamu alım usullerinin değerlendirilmesidir. Bu kapsamda 2011-2021 yılları arasındaki kamu alımlarının dağılımı ve seyrine yönelik incelemelerde bulunulmuştur. Araştırma sonucunda açık ihale usulünün ihale usulleri içerisindeki payının yüksekliğinin rekabet açısından olumlu olduğu ancak 2017 sonrasında bu usulün payındaki azalışın dikkat çekici boyutlara ulaştığı tespit edilmiştir. Buna karşılık rekabetçi olmayan pazarlık ihalelerinin payı ise yükseliş eğilimine girmiştir. Tenzilat miktarları göz önüne alındığında son dönemdeki seyrin rekabet ve kamu yararı açısından tartışılması gerekmektedir. Ayrıca genel ihale sistematiğinin dışında olan doğrudan temin ve istisna alımların payındaki seyir de 2016 yılı sonrasında rekabet ilkesiyle ters yönde hareket etmektedir. Bu kapsamda ilana dayanmayan ve katılımcı sınırlaması içeren alım usullerinden mümkün olduğu kadar kaçınılması gerekmektedir.
The principle of competition in public procurement means that the procurement process passes in an equal, fair, fair and competitive environment. One of the important factors that play a role in the installation of the process is the procurement procedures. The aim of this study is to evaluate the public procurement procedures in Turkey in the framework of the competition principle. In this context, the public procurement and distribution of public procurement between 2011 and 2021 were reviewed. The research has found that the elevation of the share of the open tender procedure in the tender procedures is competitive, but after 2017 the decrease in the share of this procedure has reached remarkable dimensions. In contrast, the share of non-competitive deal offers has entered a rise trend. Considering the quantities of tensilates, it is necessary to discuss the course in the last period in terms of competition and public benefit. In addition, the share of direct procurement and exception purchases that are outside the general tender system is also moving in the opposite direction with the principle of competition after 2016. In this context, it should be avoided as much as possible from the procurement procedures that do not rely on the announcement and contain a participant limitation.
Kamu alımlarında rekabet ilkesi; alım sürecinin eşit, adil, saydam ve yarışmaya elverişli bir ortamda geçmesini ifade etmektedir. Söz konusu sürecin tesisinde rol oynayan önemli faktörlerden biri alım usulleridir. Bu çalışmanın amacı, rekabet ilkesi çerçevesinde Türkiye’deki kamu alım usullerinin değerlendirilmesidir. Bu kapsamda 2011-2021 yılları arasındaki kamu alımlarının dağılımı ve seyrine yönelik incelemelerde bulunulmuştur. Araştırma sonucunda açık ihale usulünün ihale usulleri içerisindeki payının yüksekliğinin rekabet açısından olumlu olduğu ancak 2017 sonrasında bu usulün payındaki azalışın dikkat çekici boyutlara ulaştığı tespit edilmiştir. Buna karşılık rekabetçi olmayan pazarlık ihalelerinin payı ise yükseliş eğilimine girmiştir. Tenzilat miktarları göz önüne alındığında son dönemdeki seyrin rekabet ve kamu yararı açısından tartışılması gerekmektedir. Ayrıca genel ihale sistematiğinin dışında olan doğrudan temin ve istisna alımların payındaki seyir de 2016 yılı sonrasında rekabet ilkesiyle ters yönde hareket etmektedir. Bu kapsamda ilana dayanmayan ve katılımcı sınırlaması içeren alım usullerinden mümkün olduğu kadar kaçınılması gerekmektedir.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|