Büyük Selçuklu sultanı Melikşah, Türk cihan hâkimiyeti mefkûresini bütünüyle benimsemiş ve küçük yaşta kendisine güvenen babası Alparslan’ın bu kutlu mirasına başarıyla sahip çıkmıştır. Tarihte önemli galibiyetler elde etmiş olan Sultan Melikşah, 1086 yılında Antakya üzerine sefer düzenlemiş ve Süveydiye sahilinde Akdeniz’e ilk adımını atmıştır. Sultan’ın buraya gelişi esasen siyasi bir meseleyi çözmek amacı taşımaktadır. Fakat Akdeniz’le karşılaşması ve duyduğu heyecanla burada sergilediği davranışlar incelenmeye değer görülerek çalışmamıza konu olmuştur. Sultan, ilk olarak atını denize sürmüş, ardından kılıcını üç kez suya batırmış, deniz kıyısında namaz kılarak kıyıdan aldırdığı toprağı da babasının mezarına götürmüştür. Geleneklere ait uygulamaların milli kimliği yaşatmadaki önemi düşünüldüğünde, Büyük Selçuklu Devleti’nin en parlak döneminin sahibi olan Melikşah’ın Orta Asyalı atarını yâd edercesine sergilediği bu davranışların her biri Türk kültür tarihi açısından önemlidir. Çalışmamızda Türk kültürünün önemli ögelerinden olan at, kılıç ve toprak sembolleri çerçevesinde incelenmeye çalışılan hadise ile Melikşah özelinde Selçuklu sultanlarının eski Türk geleneklerine hâkim oldukları ve bunları sürdürdüklerini göstermek amaçlanmıştır.
Alan : Filoloji; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|