Berlin Antlaşması ile Sırbistan bağımsızlık kazanmış, ancak Osmanlı Rumelisi’nde kalan Sırplar Osmanlı hakimiyetinde yaşamaya devam etmiştir. Sırbistan ise bölgede kalan Sırplar yardımıyla ve tarihsel bağlarının vasıtasıyla Makedonya olarak nitelendirilen Kosova, Manastır, Selanik vilayetlerinde hak iddia etmiştir. Bulgarlar ve Yunanlılar gibi Makedonya probleminin bir parçası haline gelen Sırplar, bu probleme ilk çözüm yolu olarak eğitim ve din yolunu kullanarak bölgede propaganda yapmayı seçmişlerdi. Bu amaçla bölgede Sırp kimliğini korumak maksadıyla Sırp okulları kurmak ve kiliselere Sırp din adamlarının atanmasını sağlamak için çalışmışlardı. Bu çabaların yetersiz kaldığı noktada ve Balkanlar’daki diğer halkların da faaliyetlerine müteakip özellikle Bulgarlara karşı silahlı çete faaliyetlerine girişmişlerdir. İlk zamanlar yerel ve küçük çete faaliyetleri olarak nitelendirebileceğimiz girişimler zamanla Sırbistan’ın önce gizlice daha sonra açık olarak desteklediği Çetnik hareketine dönüşmüştür. Bu durum, bölgede Balkan Savaşları’na kadar devam edecek Sırp, Bulgar, Yunan çatışmalarını ve bunlara karşı önlemler almaya çalışan Osmanlı yönetimimin çabalarını içeren bir süreç yaratmıştır.
With the Treaty of Berlin, Serbia gained independence, but the Serbs who remained in the Ottoman Rommelia continued to live under the Ottoman domination. Serbia, with the help of the remaining Serbs in the region and through its historical links, has claimed rights in the provinces of Kosovo, the Monastery, and Thessaloniki, which have been referred to as Macedonia. The Serbs, who became part of the Macedonian problem like the Bulgarians and the Greeks, had chosen to make propaganda in the region using the educational and religious path as the first way to solve this problem. For this purpose, they worked to establish Serbian schools in the area in order to protect the Serbian identity and to ensure the appointment of Serbian religious men to the churches. At the point where these efforts remained insufficient, and the other peoples in the Balkans also followed the activities of the armed gang, especially against the Bulgarians. The initiatives we could first call local and small gang activities have become the Chetnic movement that Serbia first secretly then openly supported. This has created a process that includes the conflicts between Serbia, Bulgaria and Greece and the Ottoman government’s efforts to take measures against them, which will continue until the Balkan Wars in the region.
Alan : Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|