İnsanoğlu toplum içerisinde yaşamaya başladığı andan itibaren güven içinde yaşayacağı ve hem kendisinin hem diğer insanların haklarını koruyacağı toplumsal düzen için belli kurallar belirlemiştir. Bu toplum düzeni, birlikte yaşama zorunluluğundaki insanların davranışlarına yön verir. Belirlenen kurallar ise özgür yaşamanın teminatıdır. Toplumsal değerlerin kaynağını oluşturan dinî ve toplumsal değerler aile ve çevre ile nesillere aktarılır. Ancak daha açık ve net kurallara ihtiyaç duyan insanlar, bir yandan yazılı ve bağlayıcı hukuk kurallarını üretirken; diğer yandan düşünürler farklı inanış ve kültürlere sahip toplulukların ortaya çıkışından dolayı tüm zaman ve mekânlar için geçerli olacak bir ahlakî ilkeye veya ilkelere göre yaşamayı salık vermişlerdir. Zira hukuk kuralı devlet gücüyle yaptırıma bağlanmışken, ahlak, din ve görgü kurallarının yaptırımları bireysel ve vicdanî kabul ve tercihlere dayanmaktadır. O nedenle “öyle davran ki…” ifadesi ahlakî ve felsefî zeminde yer edinmiştir.
Alan : İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Ulusal
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|