Kur’ân-ı Kerîm’in tefsîri ve tercümesi daha Hz. Peygamber (sav) hayatta iken yapılmaya başlanmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’i ilk tercüme eden Sahabeden Selman-ı Fârisî olup besmele ile birlikte Fatiha sûresini Farsçaya tercüme etmiştir. İslâmiyet’in ilk yıllarında başlayan tefsîr ve tercüme çalışmaları, yeni dinin diğer kavimlerin arasında yayılmasıyla hız kazanmıştır. Türkler İslâm dinini kabul ettikten sonra yeni dinin mesajlarını ve esaslarını öğrenmek için Kur’ân-ı Kerîm’i Türkçeye tercüme etmişlerdir. Zeki Veli Togan, Kur’ân’ın Türkçeye tercüme edilmesi, Farsçaya yapılan ilk tercümeyle aynı döneme denk geldiğini belirtmektedir. Hem doğu Türkçesiyle hem de batı Türkçesiyle birçok tefsîr ve tercüme yapılmıştır. Günümüze gelinceye kadar Kur’ân-ı Kerîm’in birçok dilde tefsîr ve tercümesi yapılmıştır. Divan edebiyatında, Kur’an-ı Kerîm’in bazı sûrelerinin manzum tercüme ve tefsîrlerinin yapıldığı bilinmektedir. Ancak bu dönemde, Kur’ân-ı Kerim’in baştan sona manzum tercümesi veya tefsîrine rastlanılmamıştır. Kur’ân-ı Kerim, Divan edebiyatının temel kaynaklarından birisidir. Bu edebiyatta hem şekle hem de muhtevaya ait bazı türlerin ortaya çıkmasına kaynak teşkil etmiştir. Özellikle tevhid, münacat, na’t, mevlid, siyer, miraciye ve hilye-i şeriflerde büyük bir oranda Kur’ân-ı Kerîm’den istifade edilmiştir. Bu çalışmada XIX. asır devlet adamı, şair, müfessir ve hattatlarından İsmâil Sâdık Kemâl Paşa’nın “Tefsîr-i Kemâl” adlı eseri; hayatı, edebi şahsiyeti, eserleri ile şairin Tefsîr -i Kemâl’i, müellifin tefsir metodu, eserin şekil özellikleri ve eserine kaynaklık eden şahıs ve eserleri incelemeye tabi tutulacaktır.
Kur’ân-ı Kerîm’in tefsîri ve tercümesi daha Hz. Peygamber (sav) hayatta iken yapılmaya başlanmıştır. Kur’ân-ı Kerîm’i ilk tercüme eden Sahabeden Selman-ı Fârisî olup besmele ile birlikte Fatiha sûresini Farsçaya tercüme etmiştir. İslâmiyet’in ilk yıllarında başlayan tefsîr ve tercüme çalışmaları, yeni dinin diğer kavimlerin arasında yayılmasıyla hız kazanmıştır. Türkler İslâm dinini kabul ettikten sonra yeni dinin mesajlarını ve esaslarını öğrenmek için Kur’ân-ı Kerîm’i Türkçeye tercüme etmişlerdir. Zeki Veli Togan, Kur’ân’ın Türkçeye tercüme edilmesi, Farsçaya yapılan ilk tercümeyle aynı döneme denk geldiğini belirtmektedir. Hem doğu Türkçesiyle hem de batı Türkçesiyle birçok tefsîr ve tercüme yapılmıştır. Günümüze gelinceye kadar Kur’ân-ı Kerîm’in birçok dilde tefsîr ve tercümesi yapılmıştır. Divan edebiyatında, Kur’an-ı Kerîm’in bazı sûrelerinin manzum tercüme ve tefsîrlerinin yapıldığı bilinmektedir. Ancak bu dönemde, Kur’ân-ı Kerim’in baştan sona manzum tercümesi veya tefsîrine rastlanılmamıştır. Kur’ân-ı Kerim, Divan edebiyatının temel kaynaklarından birisidir. Bu edebiyatta hem şekle hem de muhtevaya ait bazı türlerin ortaya çıkmasına kaynak teşkil etmiştir. Özellikle tevhid, münacat, na’t, mevlid, siyer, miraciye ve hilye-i şeriflerde büyük bir oranda Kur’ân-ı Kerîm’den istifade edilmiştir. Bu çalışmada XIX. asır devlet adamı, şair, müfessir ve hattatlarından İsmâil Sâdık Kemâl Paşa’nın “Tefsîr-i Kemâl” adlı eseri; hayatı, edebi şahsiyeti, eserleri ile şairin Tefsîr -i Kemâl’i, müellifin tefsir metodu, eserin şekil özellikleri ve eserine kaynaklık eden şahıs ve eserleri incelemeye tabi tutulacaktır.
Alan : Güzel Sanatlar; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|