Dağlar, yeraltı, yeryüzü ve gökyüzünden oluşan üç âlem arasındaki iletişimi sağladığı için tüm mitolojilerde veya inanç ve düşünce sistemlerinde dünyanın merkezi kabul edilmektedir. Mitolojiye ve inanç ve düşünce sistemine göre yaratılış ilk olarak dağlardan başlamaktadır. Dağlar, dünyayı sabit bir biçimde tutan ve üç âlemi bir birine bağlayan varlıklar kabul edilmiştir. İnanışa göre gökyüzündeki tanrının yeryüzündeki insanlarla bağlantı kurduğu yerler dağlar olmuştur. Bu sebepten dolayıdır ki dağlar, pek çok mitolojide tanrı mekânı olarak kabul edilmektedir. Kutsal kabul edilen üç büyük din olan Musevilik, Hıristiyanlık ve Müslümanlıkta da dağlar oldukça önemlidir. Özellikle Tevrat, Zebur ve İncil’de dağlar, karşımıza genellikle tanrının mekânı olarak çıkmaktadır. Ancak Kuran’da ise dağlar, tanrının mekânı olarak gösterilmemekle birlikte kutsal kabul edilmektedir. Dünya milletlerinin mitolojilerinde olduğu gibi, Türk mitolojisinde de kozmik dağ simgeciliğini görmek mümkündür. Dağların, tanrı mekânı kabul edilmelerinden dolayı insanlar, ibadet etmek ve kurban sunmak için dağları tercih etmişlerdir. Çünkü inanca göre dağlar, insanları tanrıya ulaştıran bir aracı olmuşlardır. Bu nedenledir ki tanrıya sunulacak kurbanlar genellikle dağ tepelerinde yapılan ayinlerde yapılmaktadır. Eski Türkler, tabiattaki var olan her varlığın bir ruhu olduğuna inanmışlardır. Bu sebepten dolayıdır ki onlara göre dağların da bir ruhu vardır. Dağların ruhunu kızdırmamak, memnun etmek onlar için çok önemlidir. Dağların Türk kültüründeki yansımaları ile ilgili değerlendirmeler bununla sınırlı değildir. Dağların tanrı mekânı kabul edilmesi ve yaratılışın dağlarda başladığına inanılması neticesinin sonucu Eski Türkler ölülerini dağlara gömmüşlerdir. Böylece onlara göre ruh, Allah katına yani, yaratılışın merkezine geri dönmektedir. Ayrıca dağlar Şamanlıkta da önemli bir rol oynamaktadır. Eski Türkler dağları canlı bir varlık olarak düşünerek, onlara dualar ve beddualar etmişlerdir. Bu duruma en büyük etken ise dağların önceleri bir bahadır iken, daha sonra bir nedenden dolayı dağa dönüştüklerine inanılmasıdır. Eski Türk toplumlarının çoğunda dağlar bir ecdat olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca Eski Türkler dağları kutsal kabul etmişler ve bundan dolayıdır ki değerli kabul edilen varlıklarla özdeşleştirmişlerdir.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|