Özet:

Hukuk kuralları insan davranışlarını düzenler. Davranışların bir kısmının yapılmasını ister, bir kısmını yasaklar, bir kısmına karışmaz. İnsanlar genelde kurallara uyarak yaşarlar. Hukuk kurallarının uyulması kişilerin isteğine bırakılmaz. Bireyler hukuk kurallarına uymak zorundadır. Buna hukukun bağlayıcılığı denir. Hukuk kurallarına uymadıkları takdirde bireyler müeyyide/ yaptırım ile karşılaşırlar. Yaptırım, hukuk kurallarının yap dediğini yapmama, yapma dediğini yapma durumunda karşılaşılan tepkidir. Kanunun suç saydığı eylemi yapan kişiye öngörülen karşılıktır. Başka bir deyişle hukuk kuralının ihlaline tepki olarak gösterilen ve hukuk düzeni tarafından öngörülen zorlamadır. Yaptırım çeşitlerinin sonuçları incelendiğinde kural işlenmeden önceki duruma dönme, bir zarar meydana geldi ise o zararın giderilmesi, ceza yaptırımlarımda o davranışın bir daha yapılmamasını amaçlama yer almaktadır. Çünkü hukuk düzen, güven, barış, özgürlük, eşitlik, adalet sağlar. Hukukun bu amaç ve işlevleri yerel, ülkesel olmakla birlikte evrenseldir. Ulusal mevzuatta olduğu gibi uluslararası mevzuatta da yer alır. Devletlerarası genel hukukun ilkeleri arasında bulunur. İnsan hakları bildirilerinde ve sözleşmelerde özellikle üzerinde durulur. Ülke düzeyinde ilk, ara ve üst derece mahkemeleri, uluslararası düzeyde uluslararası mahkemeler bu amaç ve işlevleri yerine getirmeye çalışır. Acaba bu konuda eğitime düşen görevler olabilir mi? Bu çalışmada geçmişte günümüze uluslararası insan hakları ihlalleri ortaya koyulmuş, sonra bu ihlallerin devlet, toplum ve birey bağlamında telafisi üzerinde durulmuştur. Bu konuda bilgi ve bilince gereksinim olduğu için, öğretimde Bloom taksonomisinden yararlanılmaya çalışılmıştır. Çalışma sonuç ve önerilerle son bulmaktadır.

Anahtar Kelimeler: