2008 krizinin gerek gelişmiş, gerekse de gelişmekte olan ekonomilere maliyeti ağır olmuş ve bu maliyetleri minimize etmek amacıyla hemen hemen tüm merkez bankaları politika değişikliklerine gitmişlerdir. Bu bağlamda gelişmekte olan ülkeler, gelişmiş ekonomilerin aldığı kararlar sonucunda ortaya çıkan bol likiditenin kendi ekonomilerine verebileceği olası zararı minimize edebilmek için faiz koridoru, rezerv opsiyon mekanizması (ROM), zorunlu karşılıklar (ZK), likidite yönetimi vb. uygulamaları kullanmışlardır. Bu yeni bakış açısı çerçevesinde, zaman zaman geçmiş dönemlerde de kullanılan, ancak 2000’li yıllarla birlikte daha popüler hale gelen ve finansal istikrarın yeniden sağlanması amacı taşıyan makro - ihtiyati politika önlemleri yeniden gündeme gelmiştir. TCMB'ye (2014) göre makro-ihtiyati politikaların amacı, olası bir sistemik riskin finansal sistem ve ekonomi üzerindeki negatif yansımalarını minimize etmektir. Çalışmada öncelikle finansal istikrar kavramı ve devamında da makro ihtiyati politika araçlarının yapısı ve fonksiyonlarına dair değerlendirmeler yapılacaktır. Finansal istikrar için geliştirilmesi gereken mekanizmalara ve bu mekanizmalarda para politikasının üstleneceği role ilişkin tartışmalar ve TCMB’nin 2008 Küresel Kriz sonrası dönemde makro ihtiyati politika uygulamaları incelenerek etkileri değerlendirilmektedir.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|