Soğuk savaş döneminin sona ermesinden bu yana uluslararası kamuoyunda ve akademik camiada zayıf devlet faktörlerinin terörizmin gelişmesine imkan sağladığı konusunda yoğun bir tartışma yapılmaktadır. Özellikle 11 Eylül saldırılarının sorumlusu olarak El Kaide terör örgütünün gösterilmesi, bu tartışmalara, dini radikalizm ve terör arasındaki bağlantı da eklemlenmiştir. Sınırlı devlet kapasitesi, şiddet yanlısı aşırılık ve terörizmle mücadelede yetersizliklere neden olmaktadır. Devletin sınırlarını kontrol edememesi, bölgeyi terör örgütlerini finanse eden kaçakçılık, adam kaçırma ve insan kaçakçılığı gibi ulusötesi operasyonlara karşı son derece duyarlı hale getirmektedir. Terörizmden önceki sahhayı ifade eden radikalleşme süreci zayıf yönetişimden kaynaklanır. Umutsuzluğa sürüklenen bireyler ve gruplar, her türlü adaletsizlik, yolsuzluk ve insan hakları ihlallerine maruz bırakan devlete ya da sisteme karşı isyan ederken bağlı oldukları inanç sitemleri çerçevesinde duydukları öfke ve tepkiyi yansıtırlar. Radikalleşmenin bir sonraki boyutu ise terörizm olabilmektedir. Yapmış oluğumuz bu çalışma ile, Arap Baharı ile bir iç savaş ortamına süreklenen Libya’nın istirar yakalayamaması ve zayıf devlet şartları içinde terörizmin güç kazanması ve radikal grupların terörize olması süreçleri incelenecektir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|