Duyusal olan, bir deneyim fırsatı veren cisimlerin algılanır oluşu, somut bir kavramın varlığını açıklar. Deneyim dışı kalan, nesnelerin birbiriyle dolaylı ilişkilerinden çıkarımla, düşüncede üretilen kavramlar bizi soyut kavramlara götürür. Düşünmenin, işlenmemiş algı-verilerini kavramlara dönüştürdüğü ve bu kavramların soyutluk özelliklerini, kendi nesnel özelliklerinden sıyırıp, düşünsel işlemlere uygun hale getirdiği varsayılır. Sonuçta her iki öğede birbirini tamamlar. Somut olan kendini bir nesnede tamamlarken soyut olan daha genel nesnelerin dolaylı ilişkisinde kendini bulur. Soyutlama biraz daha farklı değerlendirilir; bütünlüğü temsil eden yapıdan, bilinçli bir yaklaşımla esas özü ortaya çıkarır. Rastgele olanı bütünden çıkartılmış bir yapının o nesneyi tanımlaması ve ondan soyutlamaya gidilmesi, esas cisimden bilgi almayı zorlaşır. İmgeler, içeriğin kendi özniteliksel özellikleriyle; cismin yerini alan kavramların ortaya çıkmasına, düşüncenin üretilmesine, aklın idrak etmesine vasıta olurlar. Soyut ve soyut sanat, düşüncenin soyut kavramıyla bir yaratma eylemi oluşturur, bu düşüncenin saf haliyle geometrik bir soyutlama, herhangi bir cismi referans almayan bir leke veya bir işarettir.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|