Namaz dinin direği mesabesinde olup varlık aleminin bütün ibadet-lerini prototip olarak sembolize eder. Günde beş vakit olarak müslü¬manlara farz kılınmıştır. Bazıları Kur'ân'da namazın 'beş vakit' olarak farz kı¬lındığına dair açık bir ibarenin bulunmamasından yola çıkarak bu uygulamanın Kur'ânî olmadığını iddia eder. Aslında bu varsayım Kur'ân'ın dil üslûb ve ka-rakterini bilmemekten kaynaklanmaktadır. Zira Kur’ân-ı Kerim ahkâmını bir takım genel metot ve küllî kaideler içinde tak¬dim etmekte¬dir. Bu üslubun hikmet boyutları içinde muhatabın durumu önemli bir yer tutar. Namaz emri de bu tür örneklerden biri olarak 23 yıllık Mekke ve Medine nüzul süreci içerisinde genelden özele doğru periyodik şekilde farz kılınmıştır. Beş vakit namaz da bu zaviyeden Kur’ân-ı Kerîmin metninin kendine has doğası ile beş vakit namaza mücmel ola¬rak ancak sarahate yakın bir şekilde işaret ederek farz kılınırken ehemmiye¬tine binaen ayrıca ameli Kur'an olan sahih sünnetle de vurgulanarak tescillen¬miştir. Zira Hz. Peygamber (s.a.s)'in sünneti Kur'ân-ı Kerim'in açıklayıcı tefsiri konumundadır. 'Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar belli vakitlerde namaz kıl ve özellikle sabah namazını kıl…"(İsrâ, 78), ayeti sabah, öğle ve ikindi namazına işaret etmektedir. İbn Abbas (r.a) da bu ayet hakkında şöyle der: ''Ayet beş vakit namaza delalet eder, fazlasına ve noksanına değil. Gündüzün güneşin dönmesi, onun zeval vaktinden batıya doğru meyletmesi demektir ve bu vakit, öğle namazının vaktidir. Gündüz, öğle namazından sonra ikindi namazı gelir. Güneşin batışından hemen sonra ve ondan da bir müddet sonra ise akşam ve yatsı namazları kılınır.
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|