Uzun bir parlamenter hükümet modeli tecrübesi bulunan Türkiye’nin parçalanmış bir siyasi tablo ile istikrarı yakalaması pek de mümkün olmamıştır. Zaman zaman hangi hükümet modeli uygulanırsa daha demokratik, istikrarlı ve hızlı karar alınabileceği tartışılmış, bu tartışmalarla birlikte başkanlık sisteminin Türkiye’de uygulanabilirliği gündemdeki yerini almıştır. İstikrarsız, kısa süreli, birden fazla hükümet ortağının bulunduğu deneyimlere sahne olan Türk siyasal yaşamında kronik sorunlara yol açarak yönetsel manada krizlere neden olan parlamenter sistemin yerine farklı ve alternatif hükümet modellerinin uygulanabilirliği özellikle 2007 yılında yaşanan 367 krizi ile birlikte tekrar gündeme gelmiştir. 2016 yılının sonlarında Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin anayasa değişikliği konusunda özelde de Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi üzerinde anlaşması ve akabinde TBMM’den 18 maddelik anayasa değişikliğinin kabul edilmesi sonucu; 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen referandumda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi oylanmış ve kabul edilmiştir. 24 Haziran 2018 tarihindeki cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte sistem uygulamaya başlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde öncelenen sistem değişikliğinden sonra, çeşitli amaçlarla politika kurulları ve ofisler kurulmuştur. Böylece siyasetin ve yönetimin merkezine cumhurbaşkanlığı alınarak kamu politikalarının belirlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesinde cumhurbaşkanlığının etkinliği ve rolü artırılmıştır. Bu bağlamda çalışmanın amacı ortaya çıkan politika kurulları ve ofislerin kamu politikalarında yeni bir aktör olarak etkinliklerini, etkilerini ve rollerini incelemek olarak belirlenmiştir. Çalışma nitel bir yöntemle oluşturulmuştur.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|