Türkiye’nin siyasi ve idari tarihi darbeler ve muhtıralar gibi askeri müdahalelerle şekillenmiştir. Bu askeri müdahalelerin dönemleri, aktörleri farklı olsa benzerlik taşıyan yönleri fazladır. Bu makaledeki bakış açısıyla bu türden askeri müdahalelerin tümü siyasi, idari ve toplumsal yapının olağan seyri dışında gelişen, olağan dışı, iktidarın ve devletin varlığını tehdit eden, beklenmeyen, belirsizlik düzeyi yüksek, acil karar vermeyi gerektiren, kamu hizmeti sunumunu kesintiye uğratan kriz, siyasi kriz niteliğinde olaylardır. Kriz ve kriz yönetimi perspektifinden bakıldığında hepsinde krizin oluşma, gelişme, kriz anı, kriz sonrası dönemler vardır. Darbe, muhtıra öncesi dönemler basın ve dönemin siyasi, askeri aktörlerinin söylemlerinden yola çıkılarak; krizlerin hazırlayıcıları gerek uluslararası gerekse ulusal siyasal iklim izlenerek incelenebilir. Bu anlamda kriz ortaya çıkmadan önce sinyalleri zamana yayılmış olarak basından da takip edilebilir. Krizin oluşum aşaması olarak nitelendirilen bu aşama bastırılmazsa, krizin gelişme aşaması, örgütsel performansta bozulma, karmaşa ile ortaya çıkar. Her kriz bir iletişim sürecini takip eder. Krizin hazırlayıcıları, kriz anı ve sonrası süreçte dönemin hâkim kitle iletişim araçları aracılığıyla halka ulaşılmaktadır. Ulusal literatürde askeri müdahale ve darbelerin siyasi, sosyal ve ekonomik etkileri üzerine yapılmış çalışmalar bulunsa da siyasi krizleri, kriz yönetim süreci, kriz iletişimi açısından inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Türkiye’de seçilmiş siyasi krizlerde iletişiminin konu edildiği bu çalışmada, öncelikle kriz, kriz yönetimi ve kriz iletişimi kavramları üzerinde durulmakta, kriz yönetimi çerçevesinde iletişim ve koordinasyonun rolü ve önemi, kriz iletişiminin ne anlama geldiği, krizlerde başarılı bir iletişim sürecinde bulunması gereken özellikler incelenmektedir. Kriz iletişimi açısından değerlendirildiğinde iletişimde hedef kitlenin mevcut iktidar, halk ve dönemin uluslararası aktörleri olduğu, iletişim kurma/açıklama yapmada genellikle darbe veya muhtıranın en önemli isimlerinin (28 Şubat ve 15 Temmuz hariç) basın yoluyla açıklama yapması yönteminin kullanıldığı anlaşılmaktadır. Çalışmada kriz iletişiminin dört farklı uygulama odağından medya ile iletişim bağlamında Türkiye’de askeri darbe ve muhtıra olarak ortaya çıkan 27 Mayıs 1960 darbesi, 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 askeri darbesi, 28 Şubat süreci ve 15 Temmuz 2016 darbe teşebbüsü kriz yönetimi ve kriz iletişimi, kullanılan iletişim araçları, söylemler, hakim ideolojileri vb açısından incelenmiştir. Çalışmada krizin ortaya çıkması, kronolojisi, temel aktörleri, gerekçeleri, her bir müdahale bildirisinde yer alan temel argümanlar, gerekçeler, kullanılan iletişim araçları incelenmiş ve çalışma sadece bahsedilen siyasi krizler ile sınırlandırılmıştır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|