Cengiz Hanın liderliğinde toplanan Moğol kabileleri, XIII. yüzyılın ilk çeyreğinde büyük bir istila hareketi başlatmışlar, kısa sürede Asya ve Avrupa’da hızla yayılarak, hâkimiyet kurdukları alanlarda önemli devletler ihdas etmişlerdir. Bu büyük coğrafyada Cengiz Han’dan sonra oğulları ve torunları tarafından kurulan bu devletler bir süre sonra Cengiz Han’ın tanıdığı hakları çıkarlarına ters gördüklerinden gözardı etmişler, fırsat buldukları ilk andan itibaren birbirleriyle mücadele etmekten çekinmemişlerdir. Cengiz Han sağlığında batıda istila edilen yerlerin tamamını büyük oğlu Cuci’ye bırakmış, bu topraklar oğlu ve torunları tarafından idare edilmiş ve burada Atın Ordu devleti kurulmuştur. Mengü Han’ın büyük Moğol imparatorluğunun başına geçişine kadar dönem dönem bazı sürtüşmeler yaşansa da batıda ele geçirilen topraklar Cuci’nin oğullarının yönettiği Altın Orda hanlarına bırakılmıştı. Ancak Mengü Han döneminde Hülagu’nun komutasında düzenlenen batı seferiyle, Abbasi halifeliği yıkılıp, Irak ve Suriye’nin bir kısmı alınarak İran merkezli Ortadoğu’da İlhanlı devletinin kurulması Cengiz’in torunları arasında kavgaların büyümesine neden olmuştur. Bu çalışmamızda İlhanlılar ile Altın Orda arasında sürtüşmelerin temelini oluşturan ve Cengiz Han’ın vadettiği Altın Orda’ya verilmesi gereken haklar ile Azerbaycan toprakları üzerindeki hâkimiyet kavgası tarihsel süreç içerisinde ele alınacaktır. Ağırlıklı olarak İlhanlı–Altın Orda çekişmesinde dinin rolü, o dönemde Sünni Müslümanların liderlik ve koruyuculuğunu üstlenmeye çalışan Memlüklerin bu ilişkilerdeki etkisi üzerinde durulacaktır. Özellikle de Berke Han gibi İslamiyet’i benimsemiş Altın Orda Hanları döneminde büyük savaşlara kadar götüren bu çekişmelerde dini politikalar ve uygulamaların nasıl olduğu gösterilmeye çalışılacaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|