Sanayi Devrimi’nin beraberinde getirdiği teknolojik gelişmelerle birlikte insanın çevreye müdahalesi artar. Böylece insan, ozon tabakasının incelmesi, çevre, hava ve su kirliliği gibi olumsuzluklara neden olur. Ayrıca toprağa ve toprakta yetişenlerin ekolojik döngüsüne müdahil olarak, geri dönüşü olmayan sorunlara da yol açar. Bu doğrultuda çevre duyarlılığı oluşturmak üzere bazı platformlar kurulur. Öte yandan insanları bilinçlendirmede edebi eserlerden de faydalanılmaya başlanır. Bu bağlamda sanatkârlar eserlerinde doğaya ait unsurlara yer vererek, bunların arka planında doğanın korunması gerektiğini anlatır. 1980 sonrası Türk öykücülüğünde Mustafa Kutlu, birey-toprak ilişkisinin güçlü olması halinde bireyin kendisi olarak kaldığını ancak bu ilişkinin bozulması sonucunda bireyin yabancılaşmasının kaçınılmaz olduğunu anlatır. Taşradan İstanbul’a göç etmiş Kutlu’ya göre kaybedilen değerler doğadan uzaklaşmanın sonucudur. Kutlu’nun toprak ve doğa ile ilgili düşünceleri Türk düşünce tarihinin önemli simalarından Nurettin Topçu fikir dünyasının ardılı şeklindedir. Öyküleri ise söz konusu düşüncenin sanatkâr bir üslupla anlatımıdır. Mustafa Kutlu’nun 1980 ile 2015 arası 23 öykü kitabı yayımlanır. Öykülerinde doğa bilinci yoğun bir şekilde görülür ve işlevsel açıdan bireyin varoluşu doğayla olan ilişkisine bağlanır. Bu çalışmada doğa; bireyin kendisi olması/ yabancılaşması açısından irdelendi. Çevreci eleştirinin ne olduğuna, kimler tarafından çalışmalar yapıldığına değinildi. Ayrıca eleştirinin tarihsel sürecinden bahsedildikten sonra bu doğrultuda edebiyattaki yaklaşımlar incelendi. Ardından toprak, su, ruh-ı kâinat ve yabancılaşanlar/kendisi kalanlar başlıkları altında Kutlu öyküleri tahlil edildi.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|