Reşat Nuri Güntekin, Miskinler Tekkesi romanında toplumsal bir gerçeklik olan dilencilik izleğini farklı bir bakış açısıyla ele almıştır. Kahraman anlatıcıyla ve hatıra tarzında kaleme alınan eser okuyucuya bir dilencinin yaşamı algılayışını, nasıl dilendiğini, ne şartlar sonucunda dilenmek zorunda kaldığını aktarmaya çalışır. Yazar, zavallı ve çaresiz bir konumdayken isteği dışında kendisine verilen ilk sadakadan sonra dilenme işini bir alışkanlık haline getirerek dilenciliği kendisine meslek edinir. Zamanla kahramanımız dilencilik sanatını öğrenmeye başlayacak, sükûtun, sessizliğin dilencilikte en büyük silah olduğunu, boynunda redingotuyla emekli ve zavallı duruma düşmesine rağmen sükûnetini koruyan bir ihtiyarın müthiş cazibesini fark edecektir. Bu bir nevi “soyaçekim”dir. Padişah dilencisi bir dedenin torunu olan roman kahramanı istemeden de olsa, şartların zorlamasıyla da olsa dilencilik yapmaya başlamıştır. Ve bu işi genlerinden gelen bir güçle profesyonel bir şekilde yapmaktadır. Bu çalışma Miskinler Tekkesi romanında Reşat Nuri Güntekin’in okuyucuya sunduğu dilencilik algısını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Dilenciliğin ne olduğu, neler gerektirdiği, üstünlükleri ve eksiklikleri çalışmamızda tespit edilmeye çalışılacaktır. Çalışmada miskinlik izleksel olarak ele alınacaktır. Yine çalışmamızda Reşat Nuri Güntekin’in işaret ettiği modern dilencilik üzerinde durulacaktır. Mal, makam ve mevki için insanların önünde eğilip bükülen, kişiliğinden ödün veren veya adeta bir kişiliği olmayan, kişiliği karşısındakinin makam ve mevkisine göre değişkenlik gösteren modern dilenciler üzerinde de durulmaya çalışılacaktır.
Alan : Eğitim Bilimleri; Filoloji; Güzel Sanatlar; Hukuk; İlahiyat; Sosyal, Beşeri ve İdari Bilimler; Spor Bilimleri
Dergi Türü : Uluslararası
Benzer Makaleler | Yazar | # |
---|
Makale | Yazar | # |
---|